Bekir EROĞLU


Kıssadan Hisse BİR HİKAYE...

Kıssadan Hisse BİR HİKAYE...


Değerli okurlarım,
Bu hikâyeyi çoğunuz bilirsiniz 
ama yine de anlatmakta yarar var.
*
Duvardaki çatlaktan bakan fare, çiftlik sahibi ile karısının bir paket açtıklarını gördü. 
“İçinde yiyecek mi var?” derken, 
bir baktı ki fare kapanı!

Hemen bahçeye koşup, alarmı verdi: "Evde kapan var! Evde kapan var!"
Tavuk gıdaklayıp, kafayı kaldırdı ve 
--- "Bay fare, bu sizin için ciddi bir sorun olsa da, beni ilgilendiren bir tarafı yok ne yazık ki!" dedi.
Fare dönüp bu sefer koyuna, 
--- “Evde kapan var, evde kapan var” dedi.
Koyun konuyla ilgilendi ama, kendi hesabına 
--- "Üzgünüm bay fare, vah vah emin ol senin için dua edeceğim” dedi.
Fare bu kez öküze yöneldi: “Evde kapan var! Evde kapan var!” diye bağırdı nefes nefese.
Öküz: 
--- "Wow, bay fare, senin için üzüldüm, ama burnumu sokacağım bir şey değil " dedi.
**
Eee farenin de başını eğip, gitmekten başka çaresi kalmamıştı.Yalnızlık ve terkedilmişlik hisleri içinde, fare kapanı ile artık tek başına başa çıkmaya çalışacaktı.
O akşam evde, alışılmamış bir ses duyuldu. Sanki bir kapan, avının üzerine kapanmıştı.
Sese koşan çiftçinin karısı, karanlıkta kapana, zehirli bir yılanın kuyruğunu kaptırdığını görmemiş. Yılan da kadını ısırmıştı.
Çiftçi karısını hemen hastaneye götürdü. Karısı eve ateşli ve hasta olarak döndü.

Eee ateşli insana ne verilir? 
Sıcacık bir tavuk çorbası!
Tavuk hemen kesilmiş ve acilen pişirilmiş!
Ama kadın hala iyileşmiyormuş. 
Eee eş dost ahbap gelince hasta ziyaretine, çiftçi de sofraya koyunu çıkarmak zorunda kalmış.
Ama çiftçinin karısı iyileşmemiş; Ölmüş.
Aman ne kalabalık gelmiş cenazeye, ne kalabalık.
Bu sefer de konukları doyurmak için kesilen öküz olmuş.
Fareye de olan biteni deliğinin ardından izlemek kalmış.
*
Dostlar,
Uganda Devlet Başkanı 
İdi Amin’in bir sözü vardır:
“İfade özgürlüğü var ama ifade ettikten sonra olacakları garanti edemem…”
Asıl mesele zaten bu. İnsan düşüncelerini özgürce ifade edemiyor, susuyorsa özgürlük 
bunun neresinde?

Özgür olduğunu düşünüp düşüncelerini ifade ediyor ve başına bir şey geliyorsa, işte o zaman ne düşüncenin, ne ifadenin ne de özgürlüğün anlamı kalmıyor.

Değerli okurlar,
Beni yakından bilenler dilimi de anlar.
O vakit fazla kelam harflere zulümdür..
Şimdi hikâye den bize düşen hisse 
nedir derseniz; diyeceğim şudur:
Unutmayın,
Birimiz tehdit altındaysak, hepimiz risk altındayız demektir...

Bekir Eroğlu