Bekir EROĞLU


KADINLAR SAHİPLENECEK SOKAK KÖPEĞİ DEĞİLDİR.!!!

KADINLAR SAHİPLENECEK SOKAK KÖPEĞİ DEĞİLDİR.!!!


HÜDA PAR'lı Aynur Sülün;
"Yalnız yaşayan kadınların 
sahiplenilmesi lazım" demiş.
*
Değerli okurlar, 
Sülün hanımın bu söylemi, kadın hakları açısından değerlendirildiğinde birçok olumsuz sonucu ve sorunu beraberinde getirir;
En başta Kadının Özerkliğini Yok Sayma... 
"Sahiplenilmesi lazım" ifadesi, kadınları birey olarak değil, birine ait olması gereken varlıklar olarak konumlandırıyor. Oysa kadınlar, kendi kararlarını alabilen, bağımsız bireylerdir.

İkinci olarak 'Ataerkil Zihniyeti Güçlendirme' düşüncesi...
Aklının gerisindeki düşünce 
bu olsa gerek..
Bu söylem, kadınların kendi başlarına yaşamalarının uygun olmadığı ve mutlaka bir erkek (baba, eş, erkek kardeş vb.) tarafından korunmaları gerektiği düşüncesini destekler. Bu da cinsiyet eşitliğine aykırıdır.

Diğer bir konu da;
'Kadınların Ekonomik ve Sosyal Bağımsızlığını Görmezden Gelme'dir... 
Günümüzde birçok kadın kendi ekonomik özgürlüğüne sahip, kendi hayatını yönlendirebilen bireylerdir. "Sahiplenme" söylemi, kadınların bireysel varlıklarını ve başarılarını hiçe sayar.

Bu söylemde ayrıca, 'Kadınları Güçsüzleştirme ve Korunmaya Muhtaç Gibi Gösterme' düşüncesi de açıkça kendini gösteriyor..
Kadınları yalnız yaşadıkları için "korunması gereken" varlıklar olarak görmek, onların toplumda güçsüz ve kırılgan olduğu algısını pekiştirir. Oysa kadınlar, desteklenmeleri gereken bireyler olabilir ama bu "sahiplenilme" şeklinde değil, eşit haklar çerçevesinde olmalıdır.

Kadınları 'Nesneleştirmesine' ne demeli peki? 
Sahiplenme kelimesi, kadınların bir birey olmaktan çok bir eşya ya da mal gibi görülmesine neden olabilir. Bu da insan hakları açısından sorunludur.

Değerli okurlar,
Sonuç olarak, bu tür söylemler kadınların özgürlüğüne, eşitliğine ve bireyselliğine zarar veren ataerkil düşünce yapılarının bir yansımasıdır. Kadın haklarını savunan bir bakış açısıyla değerlendirildiğinde, kadınların bireysel haklarına, kararlarına ve özgürlüklerine saygı duyulması gerektiği açıkça ortaya çıkar.

Bu kadın kendini ne sanıyor bilemeyiz ama bizim kadınlarımız sahiplenecek sokak köpeği değil!
Bu zihniyettekilerden başka ne beklenebilir ki..
Rahmetli anneannem,
'Eşek ile oturanın muhabbeti arpadan öteye geçmez yavrum' derdi.
Bilinsin istedim!..

Bekir Eroğlu 
03.03.2025
15:05
Bekir
Bekir Eroğlu
KADINLAR SAHİPLENECEK 
SOKAK KÖPEĞİ DEĞİLDİR.!!

HÜDA PAR'lı Aynur Sülün;
"Yalnız yaşayan kadınların 
sahiplenilmesi lazım" demiş.
*
Değerli okurlar, 
Sülün hanımın bu söylemi, kadın hakları açısından değerlendirildiğinde birçok olumsuz sonucu ve sorunu beraberinde getirir;
En başta Kadının Özerkliğini Yok Sayma... 
"Sahiplenilmesi lazım" ifadesi, kadınları birey olarak değil, birine ait olması gereken varlıklar olarak konumlandırıyor. Oysa kadınlar, kendi kararlarını alabilen, bağımsız bireylerdir.

İkinci olarak 'Ataerkil Zihniyeti Güçlendirme' düşüncesi...
Aklının gerisindeki düşünce 
bu olsa gerek..
Bu söylem, kadınların kendi başlarına yaşamalarının uygun olmadığı ve mutlaka bir erkek (baba, eş, erkek kardeş vb.) tarafından korunmaları gerektiği düşüncesini destekler. Bu da cinsiyet eşitliğine aykırıdır.

Diğer bir konu da;
'Kadınların Ekonomik ve Sosyal Bağımsızlığını Görmezden Gelme'dir... 
Günümüzde birçok kadın kendi ekonomik özgürlüğüne sahip, kendi hayatını yönlendirebilen bireylerdir. "Sahiplenme" söylemi, kadınların bireysel varlıklarını ve başarılarını hiçe sayar.

Bu söylemde ayrıca, 'Kadınları Güçsüzleştirme ve Korunmaya Muhtaç Gibi Gösterme' düşüncesi de açıkça kendini gösteriyor..
Kadınları yalnız yaşadıkları için "korunması gereken" varlıklar olarak görmek, onların toplumda güçsüz ve kırılgan olduğu algısını pekiştirir. Oysa kadınlar, desteklenmeleri gereken bireyler olabilir ama bu "sahiplenilme" şeklinde değil, eşit haklar çerçevesinde olmalıdır.

Kadınları 'Nesneleştirmesine' ne demeli peki? 
Sahiplenme kelimesi, kadınların bir birey olmaktan çok bir eşya ya da mal gibi görülmesine neden olabilir. Bu da insan hakları açısından sorunludur.

Değerli okurlar,
Sonuç olarak, bu tür söylemler kadınların özgürlüğüne, eşitliğine ve bireyselliğine zarar veren ataerkil düşünce yapılarının bir yansımasıdır. Kadın haklarını savunan bir bakış açısıyla değerlendirildiğinde, kadınların bireysel haklarına, kararlarına ve özgürlüklerine saygı duyulması gerektiği açıkça ortaya çıkar.

Bu kadın kendini ne sanıyor bilemeyiz ama bizim kadınlarımız sahiplenecek sokak köpeği değil!
Bu zihniyettekilerden başka ne beklenebilir ki..
Rahmetli anneannem,
'Eşek ile oturanın muhabbeti arpadan öteye geçmez yavrum' derdi.
Bilinsin istedim!..

Bekir Eroğlu
15:20
Bekir
Bekir Eroğlu
KADINLAR SAHİPLENECEK 
SOKAK KÖPEĞİ DEĞİLDİR.!!

HÜDA PAR'lı Aynur Sülün;
"Yalnız yaşayan kadınların 
sahiplenilmesi lazım" demiş.
*
Değerli okurlar, 
Sülün hanımın bu söylemi, kadın hakları açısından değerlendirildiğinde birçok olumsuz sonucu ve sorunu beraberinde getirir;
En başta Kadının Özerkliğini Yok Sayma... 
"Sahiplenilmesi lazım" ifadesi, kadınları birey olarak değil, birine ait olması gereken varlıklar olarak konumlandırıyor. Oysa kadınlar, kendi kararlarını alabilen, bağımsız bireylerdir.

İkinci olarak 'Ataerkil Zihniyeti Güçlendirme' düşüncesi...
Aklının gerisindeki düşünce 
bu olsa gerek..
Bu söylem, kadınların kendi başlarına yaşamalarının uygun olmadığı ve mutlaka bir erkek (baba, eş, erkek kardeş vb.) tarafından korunmaları gerektiği düşüncesini destekler. Bu da cinsiyet eşitliğine aykırıdır.

Diğer bir konu da;
'Kadınların Ekonomik ve Sosyal Bağımsızlığını Görmezden Gelme'dir... 
Günümüzde birçok kadın kendi ekonomik özgürlüğüne sahip, kendi hayatını yönlendirebilen bireylerdir. "Sahiplenme" söylemi, kadınların bireysel varlıklarını ve başarılarını hiçe sayar.

Bu söylemde ayrıca, 'Kadınları Güçsüzleştirme ve Korunmaya Muhtaç Gibi Gösterme' düşüncesi de açıkça kendini gösteriyor..
Kadınları yalnız yaşadıkları için "korunması gereken" varlıklar olarak görmek, onların toplumda güçsüz ve kırılgan olduğu algısını pekiştirir. Oysa kadınlar, desteklenmeleri gereken bireyler olabilir ama bu "sahiplenilme" şeklinde değil, eşit haklar çerçevesinde olmalıdır.

Kadınları 'Nesneleştirmes ine' ne demeli peki? 
Sahiplenme kelimesi, kadınların bir birey olmaktan çok bir eşya ya da mal gibi görülmesine neden olabilir. Bu da insan hakları açısından sorunludur.

Değerli okurlar,
Sonuç olarak, bu tür söylemler kadınların özgürlüğüne, eşitliğine ve bireyselliğine zarar veren ataerkil düşünce yapılarının bir yansımasıdır. Kadın haklarını savunan bir bakış açısıyla değerlendirildiğinde, kadınların bireysel haklarına, kararlarına ve özgürlüklerine saygı duyulması gerektiği açıkça ortaya çıkar.

Bu kadın kendini ne sanıyor bilemeyiz ama bizim kadınlarımız sahiplenecek sokak köpeği değil!
Bu zihniyettekiler den başka ne beklenebilir ki..
Rahmetli anneannem,
'Eşek ile oturanın muhabbeti arpadan öteye geçmez yavrum' derdi.
Bilinsin istedim!..

Bekir Eroğlu