Bekir EROĞLU


BİZLER ÇOCUKLARIMIZA NEDEN HEP ARAP İSİMLERİ VERİRİZ!?

BİZLER ÇOCUKLARIMIZA NEDEN HEP ARAP İSİMLERİ VERİRİZ!?


BİZLER ÇOCUKLARIMIZA NEDEN 
HEP ARAP İSİMLERİ VERİRİZ!?

Değerli okurlar,
Araplar çocuklarına hiç Türk ismi vermezken; Biz Türkler, İslamı kabul ettikten sonra çocuklarımıza hep Arap isimleri vermişiz...
*
Neden böyle olmuş,
Gelin hep birlikte bu konuya
bir göz atalım;
Durum incelendiği zamam birkaç temel neden karşımıza çıkıyor.
İlki, "Dil ve Kültürel Etkiler"...
İslam’ı kabul ettikten sonra Türkler, Arapça kökenli isimleri "dini ve kültürel 
bir aidiyet"in göstergesi olarak benimsemişlerdir. Arap toplumlarında 
ise Türkçeden gelen isimler, dini bir bağlamda benimsenmemiştir.

İkincisi ise;
"Tarihsel Üstünlük Algısı" dır.
Arap dünyasında tarih boyunca Arapça, kutsal bir dil olarak görülmüş ve Arap kültürü baskın bir medeniyet olarak algılanmıştır. Bu nedenle, Araplar kendi kültürlerine ait olmayan isimleri tercih etmemiştir.

Bir diğeri de "Osmanlı Etkisi"
Osmanlı döneminde Türklerin 'Yönetici Sınıf'* olmaları tartışma konusu olsa da, İslam dünyasının lideri olarak Arap-İslam kültürüne uyum sağlamış ve Arapça isimler kullanmışlardır. Ancak Osmanlı padişahları bile, örneğin “Osman, Mehmet, Selim” gibi Türk-İslam sentezi isimleri kullanmıştır.

Bir de "Türk İsimlerinin Az Bilinmesi" meselesi var...
Araplar, Türk tarihine veya kültürüne uzak oldukları için Türk isimlerine aşina değildirler. Mesela bizde “Ali, Hasan, Hüseyin” yaygınken, Arap dünyasında “Alparslan, Tuğrul, Cengiz” gibi isimler pek bilinmez.

Türkler Arasında Arapça'nın 
Dini Bağlamı: 
Türkler, İslam’ı kabul ettikten sonra Kuran'dan, peygamberlerden ve İslam büyüklerinden isimler alarak çocuklarına dini bir kimlik kazandırmak istemişlerdir. Araplar içinse Türk isimleri böyle bir dini anlam taşımaz.

Bu yüzden Arap toplumunda Türk isimlerinin yaygınlaşması pek mümkün olmamıştır. Ama yine de bazı istisnalar var: Özellikle Osmanlı döneminde Arap dünyasında “Selim, Osman, Harun” gibi isimler kullanılmıştır.
**
* Şimdi gelelim Osmanlı'da Türklerin  'Yönetici' olma meselesine;
Osmanlı İmparatorluğu’nda yönetici sınıfın etnik kökeni oldukça karışıktı ve sadece Türklerden oluşmuyordu. Ancak Osmanlı devletinin kuruluşunda ve ilk dönemlerinde Türkler, özellikle yönetici ve askerî sınıfta önemli bir yer tutuyordu.

Osmanlı döneminde Türkler 
gerçekten yönetici bir sınıf mıydı?
Osmanlı’nın Kuruluşunda 
Türklerin Rolü:
Osmanlılar, Oğuz Türklerinin Kayı boyundan geldikleri kabul edilen bir hanedandı. Devletin ilk dönemlerinde yönetici sınıfın büyük çoğunluğu Anadolu’nun çeşitli Türkmen beyliklerinden gelen Türklerden oluşuyordu.

Osmanlı’da Yöneticilerin Kökeni:
Zamanla, Osmanlı yönetici sınıfı devşirme sistemiyle genişledi. Devlet yönetiminde önemli görevler üstlenen sadrazamlar, vezirler, kaptan-ı deryalar ve diğer bürokratların çoğu devşirme kökenliydi. Devşirme sistemiyle Osmanlı sarayına ve ordusuna alınan Hristiyan kökenli çocuklar (özellikle Balkanlardan) eğitilip önemli mevkilere getiriliyordu. Bu yüzden Osmanlı yönetici sınıfı zamanla Türk, Arnavut, Boşnak, Sırp, Rum, Gürcü ve Çerkes kökenlilerden oluşan bir yapı haline geldi.

Osmanlı Hanedanı ve Türk Kimliği:
Osmanlı padişahları Türk soyundan gelmesine rağmen, hanedan zamanla kozmopolit bir kimlik kazandı. Padişah anneleri genellikle devşirme kökenli olduğu için Osmanlı hanedanı biyolojik olarak tam anlamıyla “Türk” sayılabilecek bir yapıda değildi.

Osmanlı’nın Devlet Anlayışı:
Osmanlı, kendini "Türk devleti" olarak değil, İslam devleti olarak görüyordu. Osmanlı elitleri arasında "Türk" kelimesi çoğu zaman Anadolu'daki köylüler için kullanılmış ve yönetici sınıfta çok fazla öne çıkarılmamıştır.

Sonuç:
Osmanlı yönetici sınıfı başlangıçta büyük oranda Türklerden oluşsa da, zamanla çok uluslu ve çok kültürlü bir yapıya evrildi. Dolayısıyla "Osmanlı yönetici sınıfı Türklerden oluşuyordu" demek tam doğru olmaz. Ancak Osmanlı hanedanının kökeni Türk’tü ve devletin temel kurumları, ilk dönemlerde büyük ölçüde Türk geleneklerine dayanıyordu...

Bekir Eroğlu