Melike AL


BASIN IN YALAN HABERCİLİĞİ

BASIN IN YALAN HABERCİLİĞİ


"Savaşta önce hakikat ölür" sözü, sosyal medya çağında daha da anlamlı hale geldi. Çünkü kontrolsüz bir güce kavuşan sosyal medya, hakikatin ölümünü hızlandırdı, yaygınlaştırdı, kitleselleştirdi. Son İsrail-Filistin savaşı, sadece cephede değil, medyada ve sosyal medyada da sivriliyor

Yalan haber ve propaganda çöplüğü içinde hakikate ulaşmak, neredeyse imkânsız hale geldi.

Bu çöplüğü ayrıştırıp yaşananların aslını bize iletmesini beklediğimiz medya kuruluşları ise bir başka illetin pençesinde:

Tarafgirlik... Dünyanın en güvenilir haber kaynakları olma iddiasındaki medya kuruluşları bile son krizde müthiş yalpaladı. Kimisi, kendi tarafını destekleyen yalan haberleri hiç doğrulamadan yayına verip sonradan özür dilemek zorunda kaldı; kimisi işine gelmeyen haberi saatlerce bekletmeyi tercih etti. Kimisi açıktan propaganda savaşının bir olma iddiasındaki medya kuruluşları bile son krizde müthiş yalpaladı.

Kimisi, kendi tarafını destekleyen yalan haberleri hiç doğrulamadan yayına verip sonradan özür dilemek zorunda kaldı; kimisi işine gelmeyen haberi saatlerce bekletmeyi tercih etti. Kimisi açıktan propaganda savaşının bir unsuru haline geldi.

Sevdiğim bir metaforla anlatmak gerekirse üç tür yayıncılık gördük: "Yağmur yağıyor" diyenler, "Yağmur yağmıyor" diyenler ve eleştiri alma korkusuyla iki tarafın açıklamasını alt alta yazıp "Kimine göre yağmur yağıyor, kimine göre yağmıyor" demeyi yayıncılık zannedenler…olma iddiasındaki medya kuruluşları bile son krizde müthiş yalpaladı.

Kimisi, kendi tarafını destekleyen yalan haberleri hiç doğrulamadan yayına verip sonradan özür dilemek zorunda kaldı;

Kimisi işine gelmeyen haberi saatlerce bekletmeyi tercih etti. Kimisi açıktan propaganda savaşının bir Oyuncağı…

Hepimiz iyi biliyoruz ki gazetecinin yapması gereken, bir zahmet kafasını pencereden çıkarıp yağmurun yağıp yağmadığını görmek ve kamuoyuyla paylaşmaktır. Habere ulaşma imkânlarının eskiye kıyasla çok gelişmesine rağmen bunun yapılamıyor olmasının birçok nede var :

Medya tekellerinin sahiplik yapısından lobilerin gücüne, gazetecilerin önyargılarından okurların beklentilerine kadar birçok faktör, gerçeğe ulaşmayı engelleyebiliyor. Olayları sorgulayan, arka planını araştıran, tarafları dinleyerek adilane bir dille yansıtan gazeteciliğin yerini kendi önyargılarına ya da kurumunun, okurunun beklentilerine alandan kanıt arayan bir gazetecilik alıyor.

Bu da geleneksel medyanın zaten eriyen itibarını hepten yok ederken, saldırgan, sansasyonel, denetimsiz sosyal medyanın popülaritesini artırıyor. Gerçek, herkesin sadece işine gelen haberleri , taraftarı olduğu medyadan izlediği yankı odalarında can çekişiyor. Gerçek gazeteciliğe ihtiyaç, böyle dönemlerde her zamankinden daha fazla hissediliyor.

"MELİKE AL"