Vatandaşın yıllardır seçtiği, icraat için Meclis’e gönderdiği aynı yüzler, aynı isimler, bu kaybedişi, bu gerileyişi, önlem almak, çare aramak, çare bulmak yerine sadece seyrediyor.
Ne yazık ki, bu isimler vatandaşın, şehrin, ülkenin geleceğini değil, günü, koltuklarını ve kendi geleceklerini kurtarmak için mücadele veriyor.
Örneğin AKP’li bir Milletvekili halen milli geliri 10 bin dolar sanıyor. Vekillik yaptığı Kayseri’nin Türkiye ortalamasının altında kaldığını dahi bilmiyor, görmüyor!
Çünkü önemsemiyor, ilgilenmiyor.
Umurunda değil, bana, koltuğuma bir şey olmasın ‘böyle gelmiş, böyle gitsin’ diyor.
Ülke genelinde TÜİK verilerine göre kişi başı milli gelir ortalama 8 bin 598 dolar olarak açıklanırken, Kayseri’de bu rakam 7 bin 579 dolara düşmüş durumda. Bu düşüş de ne yazık ki devam ediyor. Kayseri’de kişi başı milli gelir son 8 yıldır kademeli olarak düşüyor ve vatandaş yine kaybediyor. Önlem alması gerekenler ise yine en iyi yaptıkları işi yapıyor, yani seyrediyor!
Kayseri, AKP Genel Merkezi verilerine göre kişi başı yatırım sıralamasında da 81 il arasında 26.768 TL ile 77'nci sırada yer almıştır. AKP’ye yıllardır destek veren Kayseri’nin gördüğü değerin bir başka yansımasıdır bu düşündüren tablo.
Kayserimiz her alanda kaybediyor.
Tarımda da kaybediyor, hayvancılıkta da kaybediyor…
Tarım alanları azalıyor, üretim azalıyor, çiftçi kaçıyor, çiftçiliği bırakıyor.
Kayseri tarım alanı il sıralamasında 2020 yılında 5 milyon 718 bin 89 dekar ile 81 il içerisinde 6’ıncı sırada yer alırken, 2021 yılında ise 5 milyon 553 bin 358 dekar ile 8’inci sıraya geriledi.
Bu tablonun sebebi olanlar, bu gerçeklerden bihaber olanlar ise yıllardır milletin yüzüne baka baka ‘Kayseri tarımın başkenti olacak’ diyor, diyebiliyor!
Çerezlik kabak çekirdeğinde de Türkiye'de daha önce ilk sıralarda yer alan Kayseri, ikinci sıralara gerilemiştir. Çerezlik kabak üretiminde birinciliği Nevşehir'e kaptırmıştır. Aynı tablo çerezlik ay çekirdeğinde de söz konusu. Kayseri bu alanda da geriliyor. Bugün iki, yarın üç… Ya sonra!
Kayseri, pastırma ve sucuğu anavatanı. Ancak bu alanda da ne yazık ki düşündüren tablo söz konusu.
Örneğin hatırlayalım, Kayseri ve Afyonkarahisar arasında son yaşanan tartışmayı;
Hayvansal üretim konusunda iki ilin Ticaret Borsalarında işlem gören sucuk ve pastırma miktarlarına bakıldığında 744 bin 179 nüfuslu Afyon, hayvancılıkta 1 milyon 434 bin 357 nüfuslu Kayseri'ye fark atmış durumda.
Örneğin Afyon’da büyükbaş hayvan sayısı 441 bin 598 iken Kayseri’de bu rakam 369 bin 553. Küçükbaş hayvan sayısı Afyon’da 1 milyon 353 bin 37 iken Kayseri’de 778 bin 380. Et ve et ürünleri işletme sayısı 153 iken Kayseri’de 37.
Yani Kayseri’nin yarı nüfusuna sahip Afyon, yumurta, et tavukçuluğu, tarımsal GSYH, küçükbaş ve büyükbaş hayvan sayısıyla Kayseri'nin çok önünde...
Hal böyle olunca “Kayseri bize ses edemez” diyenlere, ses etmesi gerekenler o yüzden ses edemiyor, ses çıkaramıyor.
Kayseri, alabalık üretiminde 2013 yılında Türkiye’de 3'üncü İl konumundaydı.
Kaybeden Kayseri, bu alanda da gerilemeye devam ediyor. Türkiye’de 3’üncü sırada olan Kayseri, 10’uncu sıralara düşmüş durumda. Son 7 yılda Türkiye’de üretilen Alabalık üretiminde Kayseri’nin payı yüzde 9,1’den şimdilerde yüzde 3,2’e düştü!
Kayseri’de yumurta tavuğu sayısı 2021 yılında bir önceki yıla göre yüzde 22,6 azalarak 2 milyon 991 bin 121 adet oldu. Bu azalış iki yıldır sürüyor.
Türkiye’de yumurta tavuğu içerisinde Kayseri’nin payı 2020 yılında yüzde 3,19 iken 2021 yılında yüzde 2,47’ye geriledi. 12 yıl sonra yumurta tavuğu sayısı kentte 3 milyonun altına geriledi.
Kayseri’nin büyük destek verip, seçtiği, Ankara’ya gönderdiği isimler, diğer alanlarda olduğu gibi bu alandaki gerilemeyi de sadece seyretti. Yani Kayseri için kaçan balık yine büyük oldu!
Kayserimiz teşviklerden de yeterince faydalanamıyor. Teşvik adaletsizliği de kent için kanayan bir yara.
Örneğin IPARD konusu…
İlçeler kan kaybederken, göç verirken sadece seyredenlere seslenmek isteriz, kırsal kalkınma desteklerinin verildiği IPARD’a Kayseri neden alınmıyor? Kayseri’ye emsal iller, bu destekleri alırken Kayseri’yi yıllardır yönetenler, Ankara’da “Çalışıyoruz” pozları verenler, neden bu konuda mücadele vermiyor?
IPARD yani Kırsal Kalkınma Programı ile modern, teknoloji seviyesi yüksek üretim ve işleme tesisleri kurulması hedefleniyor. Besi çiftliği, süt işleme, kanatlı et işleme, soğuk hava deposu gibi yatırımların desteklendiği program 42 ilde uygulanıyor. Ancak bu listede Kayseri yok! IPARD'a bağlı 42 İl teşvik ve desteklerden faydalanırken tarım potansiyeli yıllardır göz göre göre yok edilen, kaybeden Kayserimiz, bu tabloyu, bu unutulmuşluğu hak etmiyor.
Kayserimiz aynı yüzler, aynı isimlerle yıllardır kaybetmeye devam ediyor.
Yine AKP’nin verilerine göre, Kayseri'de her 4 haneden 1'i devlete muhtaç yaşıyor!
Yoksulluk, ülke genelinde olduğu gibi Kayseri’de de artıyor.
Kayseri'de 2020 yılında yoksul hane sayısı 110 bin. Kentte son bir yılda yoksul hane sayısı 67 bin arttı. Kayseri'de devletten yardım alan nüfus 371 bin rakamına ulaştı. Bu rakamı 4 kişilik bir aile olarak düşünüp, çarptığımızda da ürperten bir nüfus oranına ulaşıyor. Yani Kayseri’de nüfusun neredeyse yarısı devlete muhtaç yaşıyor.
2020 yılında bir önceki yıla göre; sosyal yardımdan faydalanan hane sayısı, Türkiye'de %101,09 oranında artarken, şehrimizde ise bu rakam %155,70 oranında arttı.
Önlem alması gerekenler mi?
Onlar yine bu gerçekleri görmezden geldi!
Yoksullukla birlikte, ortaya çıkan çaresizlik, vatandaşı icra tehdidi ile de karşı karşıya bırakıyor.
Ekonomik buhranın en acı haliyle yaşandığı Kayseri’de de vatandaş icra dosyalarıyla boğuşuyor.
İcra İflas Dairesi’nin resmi verilerine göre, Kayseri bin kişiye düşen icra dosyası İl sıralamasında 81 İl içerisinde birinci İl. “Huzur kenti” diye anlatılan, ancak her geçen gün huzurun kaçtığı Kayseri’de nüfusa göre her 2 kişiden 1’i icralık durumda. Kayseri ilamlı, ilamsız ve iflas dosyalarında birinci sırada.
Cinayetler, uyuşturucu, hırsızlık, intihar olayları… “Huzur şehrinde” huzurumuzu bozan, kaçıran birçok olumsuzluk yaşanıyor.
Kayseri’de bu yaşanan olaylarla birlikte hükümlü sayısında da artış var. Hırsızlık ve uyuşturucu suçları da yine en fazla artışın yaşandığı suçlar arasında.
Kayseri’de işsizlik de, haliyle işsizlik maaşı başvuruları da her geçen gün artıyor.
Verilere göre, Kayseri’de işsizlik maaşına başvuran kişi sayısı önceki yıl 1883 iken şu anda bu rakam 3 bin 331 kişiye çıkmış durumda. Kayseri bu konuda da ilk 10 içerisinde.
Kayseri’nin Türkiye ekonomisindeki payı azalıyor. 2004 yılında Türkiye GSYH içindeki Kayseri GSYH payı %1,52 iken, 2020 yılında payı %1,50 gerilemiştir. 2004 yılında İl sıralamasında Kayseri 11’inci şehir iken, 2020 yılında 13’üncü sıraya gerilemiştir.
Kayseri vergi ödemede Türkiye ortalamasının altında! Yani Türkiye’de her 100 liralık verginin yaklaşık 78 lirası ödenirken, Kayseri’de ise her 100 liralık verginin yaklaşık 70 lirası ödendi. Kayseri’de son 18 yılda vergi ödeme oranı da % 16,9 düştü!
Kayseri’de ekonominin bir diğer düşündüren durumu; Kent 2021 Ocak – Aralık döneminde karşılıksız işlem yapılan çek sayısına göre 11. sırada, karşılıksız işlem yapılan çek tutarına göre de 10. sırada.
2021 Ocak – Aralık döneminde Kayseri’de, protesto senet adedine göre 7’nci sırada, senet tutarına göre 8’inci sırada yer alıyor. Kayseri’de son 5 yılda tarımda takipteki kredi oranı da 5 kat arttı…
Kentte son 13 yılda takipteki kredinin artış oranı % 2.697,0!
Ve Suriyeliler...
TV programlarında uzmanlar “Kayseri’de kayıt dışı çalıştırılan Suriyeliler var” diyor, ‘bizim işçimiz kaybediyor, emekler sömürülüyor, ucuza mülteci çalıştırılıyor” deniyor, hatta “ihbarda bulunuyorum” deniyor, ama kimseden yine çıt çıkmıyor.
Yanlış politikalar sonucu Kayserili işinden oluyor, hakkını alamıyor, sofrasında çorbası eksiliyor, yiyecek ekmeği eksiliyor.
İnsanlar kuyruklara mahkûm ediliyor.
Kayseri’de de ortaya yağ, ekmek, ucuz sebze, meyve kuyrukları çıkıyor.
Örneğin şehirde esnaf da kan ağlarken, 1138 esnaf kepenk kapatırken, 1200 Suriyeli iş yeri açıyor. Hatta Suriyelilerin ‘OSB’de fabrikatör oldukları da’ söyleniyor.
Verilecek daha çok örnek var. Anlatacak daha çok konu var. Kayseri’nin daha çok sorunu var. Söz verilip yıllardır tutulmayan sözler var. Hızlı tren, lojistik köy masalları var.
Var da var…
Ama artık yeter. Kayseri bunu hak etmiyor.
Vatandaşımız gerçekleri görüyor.
Kayseri’yi umutsuzluk iklimine hapsetmek isteyenlere dur demenin zamanı gelmiştir.
Yıllardır aynı yüzler, aynı isimler bu kötü tablonun sebebiler.
Haliyle sorunların sebebi olanlar, çözüm üretemezler…
Bu düzenin sonu geldi. Geliyor gelmekte olan.
Halkın iktidarında Kayseri’de kazanacak, Türkiye’de kazanacak.
Bir kişinin iki dudağı arasına bakanların, yani yıllardır seyredenlerin değil, bilimle, liyakatle çözüm üretenlerin, üreteceklerin vakti geldi.
Saraydan bakanların ve sadece saraya bakanların millete ve ülkemize fayda sağlayamayacakları apaçık ortada.
Bu yüzden umutsuzluk yok… Halkın iktidarı yakın.
Üreten, hakça paylaşan, demokratik, adil bir Türkiye’yi, Kayseri’yi hep birlikte inşa edeceğiz.
Sen, ben, bizim oğlan düzeni bitecek. İşte o gün memlekete adalet gelecek, huzur gelecek, hoşgörü gelece
"HABER MUHABİRİ ESENGÜL"
KRAL 71 GÖRDÜĞÜNÜ VE DUYDUĞUNU YAZAR