evvel evvelinden bizim köyümüz şu çevre köylerin içerisinde en ağırbaşlı iyi bir reçber köyü idi.
bizim köyümüzdeki at arabası başka köyde olmazdı hususi at arabalarını Eskişehir'e sipariş ederdik sesli dingil derdik köyümüzden çıktımı 40-50 At arabası çıkardı çetenler le saman taşırdı kış ortasında çevre köylere eskiden herkesin sığırlık dolusu hayvanı olurdu kiminin çifti çubuğu olmasa da ama hayvanı olmayan ev olmazdı köyümüzde bir düğün oldu mu ağalar beyler ağırlardık çok varlıklı insanlar düğünümüze gelirlerdi pekte dışarı çıkmayan bir yapımız vardı ne zaman ki bu rafineri köyümüz arazisine kuruldu köyümüz kasabaya dönüştü işte ondan sonra köyümüzün ahlakı bozuldu ne zaman ki Urfayı,Çanakkaleyi,Konya Mevlanayı, gördük huyumuz husumuz bozuldu hani kanuni demiş ya borç alan buyruk alır diye işte o zamanlardan başladı belediye başkanlarına dalkavukluk eğilip bükülmeler öyle belediye başkanları geldi ki yüzlerine karşı ana avrat küfretmeye başladılar kimse karşı çıkmadı bu teraneye alışanlar sonradan gelen beyefendi terbiyeli tahsilli kimseyi kırmak istemeyen belediye başkanlarına heriflik satmaya başladılar bunlar düzelmez arkadaş düzelmez diyen Hacılarlı vatandaş doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış ne zaman ki hacıları köy yaparlar Kırıkkale ye veya Bahşılı ya bağlarlar o zaman düzelir o zamanda Hacılarlıyı kimse galiye bile almaz anca düzelir hemşehrim dedi iş istiyorlar yorganın alt tarafında olsun diyorlar ona da elimizi sürmeyelim zihniyetine sahipler adam hemşehrim boş ver gitsin dedi.
"NEŞTER"
İLKEMİZ GERÇEKLERİ YAZMAKTIR.