İçinde bulunduğumuz süreç hakikaten ibretlik olaylara gebe.
Her gün yeni bir skandalla uyanıyoruz.
Demokrasi diye diye mücadele verdiğimiz partimizin ilkeleri bir bir kayıp gidiyor elimizden.
Hak, Hukuk, Adalet çağrımız hiç ediliyor, bu partiye emek verenler, sadece düşüncelerini dile getirdikleri için bir bir linç ediliyor.
Hem de bu bıyık altından gülen birileri tarafından keyfi ve bilinçli şekilde yapılıyor.
Birileri ise sadece seyrediyor!
Yazık!
Gerçekten çok yazık!
Nedir bu gözlere inen perdenin, yüreklere işlenen kötülüklerin nedeni?
Değerli yol arkadaşlarım; zor bir seçim dönemini geride bıraktık.
Yalanların, iftiraların, algı oyunlarının gölgesinde, adil olmayan şartlarda bir seçim dönemi geçirdik. Her şeye rağmen pes etmedik. Bir oy bir oydur dedik ve her alanda mücadelemizi verdik. Biz AKP’nin hukuksuz uygulamalarıyla, millete yönelik haksızlıklarıyla mücadele ederken…
Millete ses, nefes olmanın yollarını ararken, aynı zamanda masa başında kirli hesaplar yapanlarla, çok oturup çok konuşanlarla, icraat yerine sürekli laf, dedikodu üretenlerle, sadece poz verip, yol bozmanın kirli hesaplarını yapanlarla…
Yani ‘organize’ işlerin mimarlarıyla da mücadele ettik!
Biz demokrasiyi, hukuku yol bildik. Biz kurtuluşun ve kuruluşun partisinde kimsesizlerin kimsesi olmak için gayret gösterdik.
Parti içinde yapılan bazı çirkinlikleri, çirkinlik sahiplerini partimizin hayrı için, birlik beraberlik için görmezden de geldik!
Çirkinlikleri, çirkinliklerine yani sahiplerine terk ettik!
Ama ne yazık ki, bu çirkinliklerle Cumhuriyet’in köklü çınarı Cumhuriyet Halk Partisi’ni de bir gün AKP’leştirmeye çalışacaklarını hesap etmedik!
Evet, değerli yol arkadaşlarım, kıymetli kamuoyu;
Bizler yalanlarıyla, oyunlarıyla, koltuk için her şeyi mübah gören zihniyeti biliyoruz.
Çalışmayıp, çalışmış gibi yapan ‘mış’çıları da biliyoruz.
Bizler bu zihniyettekileri tanıyoruz, anti demokratik uygulamalarıyla, yasaklarıyla, ötekileştirmeyle, öfkeyle, kinle, nefretle, yalanlarla yol almak isteyenleri görüyoruz.
Öyle bir süreçten geçiyoruz ki, AKP’nin yıllardır yaptığı ve bizlerin de her fırsatta karşı çıktığı bazı uygulamaları ne yazık ki Kayseri olarak partimizde de görmeye, yaşamaya başladık.
Evet, birileri CHP’yi, AKP’leştirmeye çalışıyor!
Bunu da fütursuzca yapıyor.
Freni patlamış bir kamyon gibi sağa, sola çarparak yapıyor.
Hala gözler görmüyor, kulaklar duymuyor. Feryada kulak vermesi gerekenler, koltuklarına yaslanıp, kopuşu sadece izliyor.
Buradan sesleniyoruz. Yapmayın, bu günlere gelmek için bedeller ödeyen Cumhuriyet Halk Partisi’ni, Cumhuriyet Halk Partilileri artık daha fazla küstürmeyin, bölmeyin, ötekileştirmeyin.
Düşünceyi, öz eleştiriyi, aynaya bakmayı suç saymayın!
Hakkı, haklıya teslim edin. Eleştirileri dinleyin, kulak verin. Yanlışlardan dönün. Aksi halde telafisi güç bir durumun, birilerince yerelde de çıkarılmak istenen kaos tablosunun hiç kimseye faydası yok, görün. Bu nedenle bir kez daha öfke ile kalkan zararla oturur sözünü bir kez daha hatırlatıyoruz!
Kayseri’de sadece düşünceler dile getirildi, haksızlıklar gündeme taşındı, adaletsizliklere isyan edildi diye parti emekçilerine keyfi ve seçmece ‘disiplin süreci’ başlatılmasını kabul etmiyoruz. Bu içler acısı bir durumun, çaresizliğin, korkunun, kendine güvensizliğin, koltuk kaygısının göstergesi olduğunu da çok iyi biliyoruz.
Hayırdır, nedir bu telaş!
Yangından mal kaçırmanın peşine düşenlerin, kraldan çok kralcı görünenlerin asıl niyetlerinin farkındayız!
Bizler, yapılan tüm kötülüklere karşı yılmayacağız, mücadelemizi yeri geldiğinde her alanda yine sürdüreceğiz.
Ama bilinmesini isterim ki, her mahallede bir CHP üyesi olsun diye kapı kapı dolaşmanın, üye sayısını arttırmak için gece gündüz çalışmanın, Kayseri’de partinin oyunu arttırmanın, muhtarları partiye üye yapmanın, önemli toplantılara, etkinliklere, daha önce yapılmayan, yapılmasına belki de cesaret edilmeyen çalışmalara imza atmanın, ev sahipliği yapmanın, maddi-manevi emek harcamanın mükafatı bu olmamalıydı!
Buradan atanmış İl Başkanına sormak istiyorum.
Hakikaten bu ne demektir?
Bilinmesini isterim ki, bu seçmece, üretkenlikten uzak, biat ve itaat kültürü sahnesinin, keyfi, gerçeklerden kopuk, Cumhuriyet Halk Partili olma düşüncesinden, inancından bihaber disiplin süreci üretme oyunları da bizi yıldıramaz.
Buradan günü kurtarmanın telaşına düşenlere, ince hesaplar yapanlara, keyfi davranıp, hırslarına yenik düşenlere ve onların sahneye koyduğu bu oyunlara gelenlere, çirkinliklere, adaletsizliklere alet olanlara da sesleniyoruz;
Sizler bugün rüzgâra göre şekil almış olabilirsiniz, ama bilin ki bizler, her daim bir neferi olmaktan onur ve gurur duyacağımız Cumhuriyet Halk Partisi’nde hak, hukuk, adalet demeye kararlılıkla devam edeceğiz. Bu yolda çekinmeden ilerleyeceğiz.
Partimizin kuruluş ilkelerini keyfi olarak hiçe sayan, partinin emektarlarına kin, nefret ve öfke kusan anlayışa da meydanı asla ama asla boş bırakmayacağız.
Bilinmelidir ki bir yere gittiğimiz de yok!
İlkelerimiz, değerlerimiz inanıyoruz ki bir gün yeniden yeşerecek.
Bizim kitabımızda umutsuzluk yok! Umut hep var.
O yüzden Atatürk’ün izinde yürümeye, aydınlık Türkiye için mücadele etmeye, hiçbir çocuk yatağa aç girmesin diye haykırmaya, vatandaşa nerede olursak olalım ses olmaya, herkes için her yerde adalet demeye devam edeceğiz.
Umutsuzluğun ya da yayılmak istenen umutsuzluğun, yapılmak istenen vicdansızlıkların esiri olmayacağız.
Bu uğurda yanacağız ama Zümrüd-ü Anka kuşu gibi küllerimizden gün gelecek hep birlikte yeniden doğacağız. Bir olacağız, diri olacağız, iri olacağız. Hak, hukuk, adaletin gölgesinde yol alacağız.
Herkes bilsin ki, biz bu kavgamızdan hiçbir zaman vazgeçmedik, şimdi de vaz geçmeyeceğiz!
Çünkü, haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır!dedi.NEDEN oruç tuttukları ile bayram yapamıyorlar dedi.
"NEŞTER"
