Çorum şube temsilcisinin genel başkanımızı hedef alarak vermiş olduğu mülakata cevabımızdır.
Bazı dönemler vardır, müzmin rahatsızlıkları olanların kendilerini sunacağı alan oluşturmaya çalışarak mahallenin kutsallarının üzerinde tepinmek için fırsat kolladıkları zamanlardır. İşte o dönemlerdeyiz gene her seçim döneminde insanların masum duyguları ile oynamak için sahte ve sanal başlıklar açarlar. Bugün onlardan bir örneğini yaşamaktayız.
Sayın genel başkanımızın kendi konuşmasından aktarıyorum; "O zamanlar genç kızlarımıza barikat olan bendim. Bizim olduğumuz yerde kimse birinin başörtüsüne dokunamaz. Gençler hatırlamayabilir büyüklerinize sorun google yazın 'Başörtüsüne uzanan elleri kırarım koparırım' demiştim. Mahalle aralarında fısıltı yayıyorlar. AK Parti belediyeleri kaybederse başörtülüler sokakta gezmezmiş. Bugünün caka satanları. Başörtüsüne uzatılan o el, başörtüsüne uzandığında 28 Şubat’larda su pus olmuşken uçaklara doluşup Almanya'lara kaçışırken “başörtüsüne uzanan eli kırarım, koparırım” diyen bendim ben. Barikat olan bendim ben. Bizim olduğumuz yerde kimse ne birinin başörtüsüne ne de birinin saçının teline dokunabilir. O dönemlerde pek çok milletvekili vardır. Başörtüsü sebebiyle koyduğu tavır söylediği sözlerden dolayı hakkında fezleke yazılan tek milletvekili bendim ben" ifadelerini kullanmıştı.
Mağdur derneği olduğunu ifade eden sevgili arkadaşlarımız, siyasi bir taraf olmaları nedeni ile diğer siyasilere rakip gözü ve düşüncesi ile baktıklarından bizimle siyasi muarızımız gibi konuşmaya çalıştıklarını görüyoruz. Saçlı sakallı kelli felli ağabeyleriniz masaların altına saklanırken yurt dışına kaçarken, Meral Akşener Başörtüsüne uzanan elleri kırarım koparırım demişti ve o dönemde hakkında fezleke yazılan tek milletvekili de Meral Akşener olmuştur.
Beyanatta bulunan dernek temsilcilerinin neyi hedeflediğini neyi çözmeyi amaçladığını anlayanınız varmı? 28 şubat 1997 tarihinden bugünümüze tam 25 yıl geçmiş bu 25 yılın 20 yılını Ak parti iktidarı söz edilen bu mağduriyet üzerinde tepinmiş ve halen tepinmeye devam etmektedir. Samimiyetsizlik iktidar ile birlikte dernekçilerin seçim dönemlerinde ortaya çıkarıp ancak çözüm konusunda hiçbir şey yapmayıp bundan nemalanması olduğu görülmektedir. Konuyu kamuoyunda tutmak açısından da siyasi aktörlere karşı cümle kurarak süreklilik sağlamaya çalıştıkları görülmekte bu konuyu bu şekilde özetleyerek bu bahsi kapatıyorum. İltisaklı olduğunuz Ak parti iktidarı 20 yıldır bu mağduriyetinizi neden gidermemektedir?
Sayın genel başkanımız ile ilgili cümle kuracak seviye ve yeterliliğe haiz olmayan bahse konu dernek yöneticileri benimle aynı dönem Üniversite yıllarında olan arkadaşlar olması benim şahsımın da o dönemi üniversitede yaşamış olmam yaşayan tanıklardan biri olarak hafızamız oldukça tazedir. Samimi olanlar 20 yıldır sürüncemede bırakıp üzerinde tepinmez bu konunun…. Aynı dönemde üniversite okuduğumuz sevgili arkadaşlarım sizlere samimi olarak şunu ifade etmeliyim ki temel hak ve hürriyetler ne tartışma konusu yapılabilir neden referandum konusu yapılabilir. İnsan temel hak ve hürriyetleri tartışma konusu dahi yapılamaz. Selam ve saygılarımla…
"NEŞTER"