Yeni eğitim ve öğretim yılı maalesef bazı sorunlar ve bir türlü atlatmadığımız pandeminin gölgesinde başlıyor. Vaka sayılarının artığı, yoğun bakım ünitelerinin dolduğu ve kayıpların yine yükseldiği bir dönemde çocuklarımızın sağlıklarından endişe eder bir durumda başlayan bir eğitim yılı nasıl sürdürülecek sorusu ve endişesi içerisindeyiz.
Ayrıca, tarihin en zor LGS sınavı sonrası Orta öğretim yerleştirmelerinde geçen seneye göre sınav ile öğrenci alan okullarımızda kontejanlar düşürülmüş, orta öğretim başarı notuyla öğrenci alınan mahalli okullarımızda kontejanlar artırılmış veliler ve çocuklarımız ikili eğitime ya da özel okula mecbur bırakılmıştır. Bu durum eğitimde eşitlik ilkesine aykırıdır. İlimizde sınavla öğrenci alan 2 Fen 6 Anadolu Lisesi nitelikli okul olarak bilinmektedir. Bu okulların kontenjanları bu yıl düşürülmüştür. Örneğin, Osman Ulubaş Kayseri Fen Lisesi?nin 180 olan kontenjanı bu yıl 120? ye, Sümer Fen Lisesi?nin 180 olan kontenjanı 120? ye, Baldöktü Andolu Lisesi?nin 238 olan kontenjanı 150? ye, Küçükçalık Anadolu Lisesi?nin kontenjanı 238 den 150? ye, Sami Yangın Anadolu Lisesi?nin kontenjanı 238 den 150? ye, Sema Yazar Anadolu Lisesi?nin kontenjanı 238? den 120? ye ve Kayseri Lisesi?nin kontenjanı 238? den 180?e düşürülmüştür. Bu kontenjan düşüşlerinin sebebi nedir, eğer pandemi nedeni ile bu kontenjan düşüşleri yapılmış ise neden Ahmet Eren Anadolu Lisesi?nde kontenjan 160? dan 320? ye çıkarılmış ve çocuklarımız ikili eğitime mecbur bırakılmıştır. İkili öğrenime geçen okullarda okuyan çocuklar bizim çocuklarımız değil midir? Eğitimde fırsat eşitliğinden nasıl bahsedebiliriz. Lgs sınavı sonucunda bindelik küsuratlar la bir üsteki dilimdeki okula gidecek en 800-1000 çocuk hak ettikleri halde kontenjan planlaması yapılamadığı için gözyaşları ve ümitsizlik içerisinde mağdur edilmiş ve ikili eğitime mecbur kılınmışlardır.
Kaldı ki, Sayın Cumhurbaşkanın beyan ve talimatlarında tekli eğitime geçilmesi konusundaki ısrarına rağmen ikili eğitime geçme kararını hangi gerekçe ile kimler almıştır. Pandemi sürecinde okula gidemeyen ve sıkıntılar çeken ve eğitimin eşit şartlarda gitmediği bir ortamda bu uygulamalar çocuklarımıza bir ceza değil midir?
Ayrıca ikili eğitime geçen okullarda eğitim, sabahçı grup için saat 07:00?de başlayıp 13:00 da bitecek, 2.grup ise saat 13:20 den 19:20 kadar eğitime devam edecektir. Sabah çocuklar kaçta kalkacak, akşam 19:20?de - ki kış günü havanın saat 16?da karardığını da düşünürseniz, idarecilerimiz, öğretmenlerimiz, göz bebeğimiz öğrencilerimiz, fedakar velilerimiz, okulda çalışanlarımız kendilerine, ailelerine nasıl vakit ayıracaklar? Sınava girecek, eğitim görecek öğrenci sayıları belli iken neden planlama yapılmaz? Yapılan hataların ve planlama eksikliğinin bedelleri öğrencilerimize, velilerimize ve öğretmenlerimize ödetmek doğrumu dur?
Sebatı ATAMAN
Kayseri İl Başkanı
"HABER EDİTÖRÜ SATI ÇETİNER"
