İYİ PARTİ GENEL BAŞKANI MERAL AKŞENER?İN GRUP TOPLANTISI KONUŞMA METNİ

İYİ PARTİ GENEL BAŞKANI MERAL AKŞENER?İN GRUP TOPLANTISI KONUŞMA METNİ

Aziz milletim, değerli milletvekilleri, kıymetli basın mensupları; Sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Toplantımıza hoş geldiniz.

Değerli milletvekilleri; İktidarı, bulduğumuz her fırsatta, her mecradan defalarca uyardık. Dedik ki; ?Devlet yönetiyorsunuz. Devleti yönetmek, ülkemizin ve milletimizin çıkarlarını gözetmeyi, ona göre hareket etmeyi gerektirir. Özellikle uluslararası ilişkilerde, şahsi dostluklarınızı değil, devletler arası ilişkiyi esas alın.? Dedik ki; ?Devlet Başkanları ile dostluk elbette önemlidir. Ama iki ülke arasındaki ilişki, liyakatli diplomatlarla, devlet esaslı yürütülmelidir.? Peki dinlediler mi? Hayır. Sayın Erdoğan ne yaptı? Tüm dış politikamızı, şahsi kankalıklarına endeksledi. Suriye ile ilişkiler bu zeminde yürüdü. Rusya?yla, ABD?yle, hatta bir dönem Almanya ve İtalya?yla ilişkiler, hep aynı kafayla yürütüldü. Mısırla olan ilişkilerimiz de, aynı zihniyetin kurbanı oldu. Mursi?ye ?kankam? dedi, Sisi?ye tavır aldı, büyükelçi çekti, iş dünyamızın, milyar dolarlık ticareti ve yatırımları, heba olup gitti. Doğu Akdeniz meselesindeki kilit rolü hesaba katılmadan, Mursi ile olan arkadaşlık her şeyin önüne geçti. Ve gelinen noktada, birçok Müslüman ülke gibi, Mısır da, Doğu Akdeniz meselesinde, Yunanistan?dan yana saf tuttu. Kala kala elimizde ne kaldı? Dört parmakla yapılan Rabia işareti kaldı. Ama bugünlerde bir şeyler oluyor: Savunma Bakanı çıktı, "Mısır?la tarihi ve kültürel birçok ortak değerimiz var, önümüzdeki günlerde farklı gelişmeler olabilir." dedi. Ardından, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü çıktı, ?Mısır ve diğer Körfez ülkeleriyle, bölgesel barış ve istikrar için yeni bir sayfa açılabilir.? dedi. Şimdi ben de, doğal olarak soruyorum; Sayın Erdoğan; Bu konuları Bakan ve Sözcü?ne açtırarak, nabız mı yokluyorsun? Hayırdır Sayın Erdoğan; Rabia?yı öksüz mü bırakıyorsun? Mısır?la bu inatlaşma olmasaydı, Doğu Akdeniz konusunda, emin olun, elimiz daha da güçlü olabilirdi. Bundan 5 yıl önce, aynen şöyle demiştim; ?Rabia'yı, Esma?yı, Suud ve Katar?ın para sofralarında bırakılıp geldiler.? Yoksa tarih, tekerrür mü ediyor? Rabia?yı bu kez de, Sisi?nin sofrasında mı bırakıyorsun, Sayın Erdoğan? Sayın Erdoğan; Böyle devlet yönetilmez. Kişisel ilişkilerinin ve kaprislerinin bedelini bu millete ödetemezsin. Zikzaklarının bedelini, Türkiye?ye ödetemezsin. Madem bu noktaya gelecektiniz, Türkiye?ye bunca kaybı niye yaşattınız? Hem diplomatik alanda, hem askeri alanda, hem de ticari anlamda, bunun hesabını kim verecek? Öyle ?yeni sayfa açıyorum.? diye, işin içinden sıyrılamazsın. Önce, bu başarısızlığın sorumluluğunu alacaksın. Önce çıkıp, milletimizden özür dileyeceksin. Ancak ondan sonra, şayet milletimizin menfaatineyse, yeni sayfa açabilirsin. Değerli dava arkadaşlarım; Biliyorsunuz, biz iktidar ortakları gibi, koltukları değil, ayakkabılarımızı eskitiyoruz. Her hafta, ilçe ilçe, köy köy, milletimize gidiyoruz, dertlerini dinliyoruz. Ekonominin halini hep birlikte yaşıyor, milletimizin sıkıntılarını görüp çözümler hazırlıyoruz. Bu kürsüden her hafta, milletimizin gür sesini, millete sırtını dönmüş saray şürekasına duyuruyoruz. Geçen hafta Eskişehir?deydim. Sivrihisar?da bir eczacı kardeşim, önümüze veresiye defterini koydu. Alacak toplamı 50 bin lirayı buluyor. Çay Ocağı?ndaki kardeşim; ?İşler durdu, ne yapacağımızı bilemiyoruz. Günde 500 çay satardım, 200?ü bulamıyoruz.? diyor. Bir başka esnaf kardeşim diyor ki; ?Ödeyemediğimiz için borçlarımız ertelendi. Şimdi üzerine faiz bindirdiler, ödeyin diyorlar.? İşe bakar mısınız? Faizsiz halini ödeyemiyor diye ertelemişsin, şimdi üzerine faiz bindirip, daha fazla öde diyorsun. Bunun adına da esnafa destek diyorsun? Allah akıl fikir versin. Alpu?da hayvancılıkla uğraşan bir kardeşim; ?Sulama Birlikleri bizi haraca bağladı. Daha önce koyun başına 1-2 lira alırken; kayyum geldikten sonra, geçen sene 15 lira aldılar. Çiftçi için de aynı. 100 dönüm yer ekiyorsa 5 bin lira, 1000 dönüm ekiyorsa 50 bin lira alıyor.? Bildiğin, ?Sorma ver parası.?? diyor. ?Çiftçi ürettiğinin parasını 5 ay, 6 ay sonra alıyor. Ama, iş bilmezlerin idaresindeki TEDAŞ, çiftçiye 1 ayda fatura kesiyor. 15 günde ödemeyenin de elektriği kesiliyor.? diyor. Böyle idarecilik olmaz. Böyle hizmet olmaz. Bunun adı zulümdür. Sayın Erdoğan; Bir karar ver. Çiftçimizin üretmesini mi istiyorsun, tükenmesini mi? Yabancı ülkelerin çiftçileri kalkınsın, zengin olsun diye uğraşan, ithalat sevdalısı Tarım Bakan?ının tarıma verdiği tahribat ortada. Onu da ?Affetmenin? zamanı artık gelmedi mi? Ne dersin? Dava arkadaşlarım; Hukuk ve demokraside çıta ne kadar yükselirse, ekonomi de o kadar yükselir. İktidar ise maalesef bu gerçeği bir türlü görmedi, göremiyor. Ama son dönemde, batı ile ilişkilerini düzene sokmak için bazı adımları, atarmış gibi yapıyorlar. Hukukta reformdan, yeni anayasadan, insan hakları ile ilgili adımlardan bahsediyorlar. Bahsediyorlar ama, icraata gelince her zamanki gibi ortalıkta yoklar. Sonra ne oluyor? İşin doğasının aksine, Türk Lirası değerleneceğine, döviz yükseliyor. Bu ne demek biliyor musunuz? Vatandaş da, piyasayalar da, artık bu iktidara güvenmiyor demek. Çünkü artık herkes biliyor ki, Sayın Erdoğan ve ortakları hiçbir adımı, millet için, memleket için atmıyor. Her adımda, siyasi bir hesapları var. Her adımda bir koltuk kaygısı, her sözde bir hamaset var. O yüzden kimseye güven vermiyorlar. O yüzden, ne içeride, ne de dışarıda kredileri kalmadı. Bu iktidarın artık Türkiye?ye ve milletimize verecek bir şeyi kalmadı. Aziz milletim; İktidar, ?ABD ve AB alışverişte görsün? mantığıyla, her gün kürsülerden yepyeni reformlar, ultra inovatif eylem planları, dahiyane ekonomik programlar açıklayadursun; Aslında akılları fikirleri hala ?Beşi Biyerdenin? keyfinde, menfaatinde. Hala, ?mahşerin 5 müteahhidinin? kasasına ne aktarabilirler, onun hesabındalar. Geçtiğimiz hafta, Meclis?e bir yasa tasarısı getirdiler. Köprüden, geçenin de, geçmeyenin de, Havaalanından, uçanın da, uçmayanın da, Hastanede, yatanın da, yatmayanın da para ödediği, Meşhur, hazine garantili KÖİ projelerini biliyorsunuz. Ağalara, bu işlerdeki garanti yetmemiş olacak, Şimdi de, yurtdışından alacakları kredilere de hazine garantisi vermek istiyorlar. Bugüne kadar, birçok şirketin 127 milyar lira borcunu üstlenmek zorunda kalan hazineye, 50 milyar liralık yeni bir yük daha bindirecekler. 83 milyon vatandaşıma, 53 milyar lira, 5 saray müteahhidine 177 milyar lira? Utanma, sıkılma var mı? Elbette yok. Buradan bir kez daha ilan ediyorum: Türkiye'nin imkanları var, kaynakları var. Eksik olan, adil bir yönetim, ahlaklı bir iktidar. İktidara geldiğimizde, milletin hazinesini yağmalayan, bu bezirgan saltanatına çok yakında son vereceğiz.müsterih olun dedi. "HABER EDİTÖRÜMÜZ ERVANUR" (KRAL 71 GERÇEKLERİ BİZ YAZARIZ)

Başlık

15.1°