Tarih: 02.07.2020 12:32
AHMET ÖNALIN BASIN AÇIKLAMASI
Sayın Başkan Değerli Milletvekilleri; güzel ülkemizin işsizlikten, enflasyona; asgari ücretten, tarıma kadar onlarca sorunu varken; bunları konuşmak ve çözüm üretmek gerekirken tüm bunlardan çok uzak bir torba kanun düzenlemesi ile karşı karşıyayız.
Bu torba kanunda vatandaşımıza dokunan, onun problemlerini önceleyen ve çözüm üreten hiçbir düzenleme yoktur. Olan sadece milleti oyalama ve sorunları örtme gayretinizdir. Kötü niyetli tüm çabalarınıza rağmen vatandaşımız gerçeği görmekte ve hesap sormak için sandığın önüne konulmasını beklemektedir.
Değerli arkadaşlar Ülkemiz son 18 yılda hızla hukuk devleti olmaktan uzaklaştı,
Kişiye özgü çıkarılan kanunlar, Anayasaya aykırı düzenlemeler ve keyfi uygulamalarla yüzlerce yıllık demokrasi tarihimize ciddi zararlar verildi. Tüm bu uygulamalar nedeniyle ülkemiz 2019 yılı hukukun üstünlüğü endeksinde 126 ülke arasında 109. sırada yer alıyor.
Bugün Türkiye de özel ve devlete ait hukuk fakültelerinin sayısı 90 ları bulmuştur. Türkiye de hali hazırda 20 ye yakın Hukuk Fakültesinin dekanı kadro eksikliği gibi gerekçelerle hukuk fakültesi mezunu bile değildir. Üstelik dekanı hukuk fakültesi mezunu olmayan üniversitelerin çoğunluğu devlete ait üniversitelerden oluşmaktadır. Özellikle son 5 yıl içerisinde sırf üniversitelere prestij katmak amacıyla açılan hukuk fakültelerinde öğretim üyesi bulunmakta bile zorluk çekilmektedir.
Değerli arkadaşlar yargı erkinin üçlü saç ayağında en önemli görevi üstlenen ve savunmayı temsil eden avukatlarımızın sorunları her geçen gün daha da artmaktadır. Toplamda 150 bini bulan ve çok büyük bölümünün 3 büyük şehirde toplandığı avukatlarımız serbest piyasa koşullarında ekonomik sıkıntılarla karşı karşıyadır.
İhtiyaçtan çok fazla sayıda açılan Hukuk Fakültelerinden mezun olan ve Avukatlık yapmak isteyen genç stajyerler ekonomik ve sosyal güvencelerden yoksun bir şekilde ya da en az derecede yararlanarak bir yıl staj yapmaktadır. Avukat stajyerlerinin birçoğu nitelikli staj yapmaksızın ve emek sömürüsüne maruz kalarak avukatlık mesleğine adım atmakta ve genç işsizler ordusuna katılmaktadır.
Son yıllarda içi adalet üretmeyen ama ismi saray olarak ifade edilen adalet sarayları kurulmakta ve Avrupa nın en büyük hizmet binalarının yapılması gurur sebebi sayılmaktadır. Bir yandan içi boş ve sistemi kilitlenmiş büyük adalet sarayları yapılmaya çalışılmaktayken bir yandan da bu çalışmalar mevcut adliyelerin yetersizliği bahane edilerek yerel ve adli binaların birçoğunun özel kişilerden yüksek bedellerle kiralandığı da sıkça basına yansımaktadır.
Yakın tarihe kadar özellikle Fetö soruşturmaları kapsamında yaklaşık 4 bin hakim ve savcı meslekten ihraç edilmiştir. Üstelik bu hakim ve savcıların çoğu sizin döneminizde mesleğe kabul edilen kişilerden oluşmaktadır.
Günümüzde de hakim ve savcı olmak isteyip yazılı sınavları geçen genç meslektaşlarımızın mülakatı geçebilmek için siyasi gücü olan kişileri aradıkları iddiaları gerçek ise bu Türk Demokrasisi adına son derece vahim bir tablodur. Bu durum dahi tek başına son yıllarda göreve getirilen hakim ve savcıların liyakat yerine siyasi nedenlerle mesleğe kabul edildiğinin en önemli göstergesi olmuştur. Tüm bu yaşananlar yakın tarihte yapılan hatalardan ders alınmadığının açık birer kanıtıdır.
Oysaki içinde bulunduğumuz sistem yargının güncel ve görünür sorunlarını çözmek yerine bu sorunları görmezden gelmeye ve yasaları halk üzerinde daha fazla baskı kuracak şekilde değiştirmeye devam etmektedir.
Bunun yanında görevde bulunan hakim ve savcılarımız ortalama yılda 700 ile 1400 arasında dava dosyasına baktıkları, hakim ve savcı sayısının azlığı ve yine adalet hizmetindeki yardımcı personel azlığı nedeniyle adalet sistemimiz kitlenme noktasına geldiği bilinmektedir.
Yargı çalışanlarımız ve kurumlarımız bu denli ciddi problemlerle karşı karşıya iken getirdiğiniz kanun teklifinde bu sorunları çözecek hiçbir düzenleme maalesef yoktur.
Bu kanun teklifinizde büyük bir özveri ile çalışmalarına rağmen mübaşirlerimizin, zabıt katillerimizin, icra memurlarımızın, yazı işleri müdürlerimizin özlük haklarında uğradıkları kayıpların giderilmesi, aldıkları maaşlarının günün koşullarına göre iyileştirilmesi için getirilmiş hiçbir düzenleme yoktur. Emekli olmaları halinde alacakları tazminat ve bağlanacak emekli maaşları çok düşük olacağından birçoğu ilerleyen yaşına çalışmaya devam etmektedir. Bu torba kanunda adliye çalışanlarımızın emeklilik dönemleri için yapılan bir iyileştirme de yoktur. Pek ne vardır ? Sadece göz boyama ve günü kurtarma çabanız vardır.
Sayın Başkan Değerli Milletvekilleri; sözlerime son verirken
Bunca haksızlığa ve hukuksuzluğa rağmen tüm vatandaşlarımızın umutlarını kaybetmemelerini,
CHP iktidarında adalete güvenin yeniden ve hızla sağlanacağını,
Yargının siyaseti dizayn etme aracı olmaktan kurtarılacağını,
Ve bir gün herkesin adalete ihtiyacı olacağını bilerek yargıyı yeniden tarafsız ve bağımsız hale getireceğimizin sözünü veriyor,
Genel Kurulu Saygılarımla Selamlıyorum."HABER EDİTÖRÜ SERPİL ERBAY"
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —