Tarih: 10.08.2018 15:31
ÖZEL.
İçinde bulunduğumuz çağın hastalığı olarak nitelendirebileceğimiz Obezite yeni ve gelişen tedavi yöntemleri sayesinde artık sonsuza kadar mahkum kalınan bir hastalık olmaktan çıkıyor. Obezite nedir? Kimler Obezite tedavisi görebilir? Obezite Cerrahisi kimlere uygulanabilir? Bunlar ve daha fazla sorunun cevabını bu hafta ki röportajımızda Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mehmet Ali Deneme: verdi. Dünyam Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mehmet Ali Deneme, obezitede en önemli tedavi yolunun mide küçültme olduğunu ?Bu ameliyat sayesinde hastaların çok acıkma, çok iştah hissi duymadıkları için çok az gıdayla yetinebildiklerini söyledi. İşte Operatör Doktor Mehmet Ali Deneme ile Obezite cerrahisi üzerine yaptığımız sohbet?
Güler Ruhsar AKTAŞ : Obezite hangi hastalıklara sebep olur?
Genel Olarak Şişmanlığın Yol Açtığı Sağlık Sorunları Nelerdir?
Op. Dr.Mehmet Ali Deneme:-İnsülin direnci ? Hiperinsülinemi -Tip 2 Diabetes Mellitus (Şeker Hastalığı) -Hipertansiyon -Koroner arter hastalığı -Hiperlipidemi ? Hipertrigliseridemi -Metabolik sendrom -Safra kesesi hastalıkları -Bazı kanser türleri (kadınlarda safra kesesi, endometriyum, yumurtalık ve meme kanserleri, erkeklerde ise kolon ve prostat kanserleri ) -Osteoartri-Felç -Uyku apnesi -Karaciğer yağlanması -Astım ve Solunum zorluğu -Gebelik komplikasyonları -Menstruasyon düzensizlikleri ve Aşırı kıllanma -Ameliyat risklerinin artması -Ruhsal sorunlar -Toplumsal uyumsuzluklar -Özellikle sık aralıklarla ağırlık kaybetme ve kazanma sonucunda deri altı yağ dokusunun fazla olması nedeniyle deri enfeksiyonları, kasıklarda ve ayaklarda mantar enfeksiyonları -Kas-iskelet sistemi problemleri
-Fastfood obeziteye sebep midir?
Beslenme düzeni obezitenin en büyük nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır. Elbetteki Fast-food beslenme bu konuda başı çekiyor. Fast-food gıdaların içerdiği yağ türleri ve kalori oranları nedeniyle obeziteye yol açmaktadır. Özellikle genç nesilden itibaren alışkanlık haline getirilen Fast-food beslenme obez bir nesil yetişmesinde çok etkili olmaktadır. Fast-food beslenmenin bir diğer sakıncası da ayaküstü çok hızlı tüketilmesi ve bu şekilde hızlı yemek yiyen kişin doyduğunu anlamadan daha fazla yemek yemesidir.
Metebolizmanın yavaş çalışması obeziteyi tetikler mi?
Vücudumuzun bir metabolizma hızı var. Metabolizma hızı aldığımız kalorileri yakma hızı veya kapasitesidir. Belli dönemlerde ve belli nedenlerle vücudumuzun metabolizma hızı değişkenlik gösterir. Örneğin gençken metabolizma hızımız yüksektir, ancak yaşlandıkça azalır. Metabolizma hızımızın azalması aldığımız gıdaları sindirme ve bu gıdalardan ortaya çıkan kaloriyi yakma kapasitesinin azalmasına yol açar. Metabolizma hızını bazı hormonal rahatsızlıklarda azaltır, özellikle hipotiroidi bunun en önemli örneğidir. Hipotiroidi toplumumuzda %10 görülen bir durumdur, tiroid bezinin az çalışması neticesinde tiroide hormon yetmezliği oluşur neticesinde metabolizma hızı azalarak obezite de rol oynar. Tiroid hormon tetkiki yapılarak gerekli tedavinin alınması ile bu durum düzeltilebilir. Metabolizma hızımızın artırılması mümkündür. Bunun için en yararlı yöntem düzenli spor yapmaktır, ayrıca su tüketiminin artırılması da buna katkı sağlar.
Obezite cerrahisi hangi hastaları kapsıyor? Neye göre karar veriliyor bu hastalarda cerrahi işlem yapılıp yapılmayacağına ?
Cerrahi tedavi için elbette aranan özellikler var hastalarımızda bunlardan bahsedecek olursak ,1) VKİ > 40 ya da VKİ 30 ? 40 arası olması ve bunun yanısıra kilo verme cerrahisi ile iyileşebilecek yandaş hastalık olması ( Hipertansiyon , Tip 2 Diabet, Kolesterol yüksekliği, Uyku Apne Sendromu vs.)Hasta yaşının 18 ile 55 arasında olması.Diyet ve diğer yöntemlerin bir yıldır kilo verme konusunda başarısız olması.İç salgı bezleri ile ilintili hastalık olmaması.Hastanın işlemi anlaması ve uyum sağlaması.Alkol ve Madde bağımlılığı olmaması. Kabul edilebilir cerrahi risk
12 -19 yaş grubunda şişman olan çocukların istatiksel olarak % 80 den fazlası erişkinlik döneminde de şişman kalacağından bazı merkezler bu yaş grubuna da belli şartlarda cerrahi önermektedir.VKİ nin 50 nin üzerinde yada 40 ın üzerinde eşlik eden yandaş hastalıklarla birlikte olması,iskelet gelişiminin tamamlanmış olmas, işlemi kavrayacak ve uyum sağlayabilecek bilinç seviyesi destekleyici bir aile
Obezite sınıfına dahil bir hasta geldiğinde ne gibi tedavilerden geçiyor?
Obezitenin tedavisinde diyet, fiziksel aktivite, davranış tedavisi (beslenme modeli), ilaç tedavisi, kombine tedavi ve cerrahi tedavi gibi çeşitli tipte tedavi yöntemleri uygulanmaktadır.
Obezite tedavisinde kullanılan yöntemler 4 grup altında toplanmaktadır.
1.Tıbbi beslenme (diyet) tedavisi
Diyet mutlaka kişiye özgü ve ılımlı olmalıdır. Diyet tedavisinde amaç enerji açığı oluşturarak vücut yağ depolarında azalma sağlamaktır. Genelde günde 500-600 kalori kısıtlaması haftada 0.5 kg ve 6 ayda yüzde 10 kadar bir zayıflamaya neden olur. Günlük kalori bölünerek kahvaltıda yüzde 20-25, öğle yemeğinde yüzde 30-35, akşam yemeğinde yüzde 30-35 oranlarında sık yemek yemeleri ve açlık hissinin baskılanması önemlidir.
2.Egzersiz tedavisi
Fiziksel aktivite rejimine başlamadan önce mutlaka kalp ve solunum kontrollerinin yapılması gerekir. Ayrıca yürüme mesafesindeki yerler için taşıt kullanılmaması, otobüsten bir durak önce inilmesi, asansör yerine merdiven kullanılması, arabanın mümkün olduğunca uzak yerlere park edilmesi yararlı olabilir.
3.Farmakolojik tedavi
Kullanılan ilaçların, sağlık yönünden güvenirliliğinin saptanmış olması, obeziteye neden olan etiyolojiye uygun bir etki göstermesi, kısa ve uzun dönemde önemli yan etkisinin olmaması, bağımlılık yapmaması, bu tür ilaçların mutlaka hekim tavsiyesi ve kontrolünde kullanılması gerekliliği büyük önem taşımaktadır.
4. Cerrahi Tedavi
Laparoskopik Obezite Cerrahisi
Laparoskopik Obezite Cerrahisi, hastanın aşırı derecede kilolu olması durumunda başvurulan bir yöntemdir. Laparoskopik Obezite tedavisinde, hastanın karnının içini görmeyi sağlayan küçük bir alet aracılığıyla, karında küçük çizik boyutlarında kesikler açılarak yapılır.
Laparoskopik Obezite Cerrahisinin Avantajlarını da şöyle özetleyebiliriz:
-Daha hızlı kilo vermek.
-Hastanede kalma süresinin azalması
-Ameliyat sonrası daha az ağrı
-Ameliyat yaralarının daha kısa sürede iyileşmesi
-Vucutta daha az deformasyon(bozulma)
-Sosyal hayata daha çabuk geri dönüş
Laparoskopik Obezite Cerrahisi Öncesi Hazırlıklar
Öncelikle doktorunuza danışıp, yapılacak testlerle Laparoskopik obezite cerrahisi için uygun olup olmadığınızı öğrenmeniz gereklidir. Ameliyattan 1 ya da 2 gün önce sıvı diyetine başlanır ve katı yiyecek tüketilmez. Gerekli durumlarda kolonlarınızın temizlenmesi ve boşaltılması istenir. Ameliyattan önceki geceden ameliyata kadar hiçbir şekilde katı veya sıvı tüketilmez. Sadece doktorunuzun kontrolünde gerekli ilaçları almanız istenebilir. Ağrı kesici ve kan inceltici ilaçlar bir hafta öncesinden bırakılmalıdır.
Gastrik Bypass
Gastrik bypass ameliyatı hem kısıtlayıcı, hem de emilim azaltıcı bir işlemdir. Midenin hacmi küçüldüğü için hastanın gıda alımında azalma sağlanır. Bunun yanında 150-200 cm?lik bağırsağın emilim dışı bırakılması neticesinde, hastada total kalori, protein ve diğer besinlerin emilimi azalmaktadır. Ameliyat genel anestezi altında yapılır. Öncelikle ameliyata midede 30 mililitrelik yeni bir poş oluşturularak başlanır. Ardından 150-200 cm?lik ince bağırsak kısmının emilim bakımından devre dışı bırakıldığı ince bağırsak anastomozu ile ameliyat sonlandırılır. Gastrik bypass ameliyatı laparoskopik yöntemle yapılabilmektedir.
Sleeve Gastrektomi
Sleeve gastrektomi ya da tüp mide kısıtlayıcı bir ameliyat olup, midenin sol tarafının kısmi olarak olarak çıkarılması işlemidir. Mide sol yan kısmı serbestleştirilmesi işlemi, midenin distalinden proksimaline doğru yapılır. Midenin üst kısmında Fundus?un tamamen serbestleştirilmesi sonrası midenin sol yan kısmının çıkarılması işlemine geçilir. Bu aşamada hastaya ağızdan istediğimiz kalibrasyondaki mide tüpü yerleştirilir. Bu tüpün kenarından stapler dediğimiz cihazlar sayesinde karşılıklı üçer sıra zımbalar ile midenin kapatılması ve ardından kesilmesi işlemi yapılır. İşlem hastada kalan mide kısmının ya ikinci bir kat dikişle kapatılması (bizim tercihimiz bu şekilde) ya da doku yapıştırıcıların stapler hattına topikal uygulanmasıyla tamamlanır. Midenin eksiz yon yapılan kısmının karın dışarısına alınmasını takiben küçük trokar yerleri kapatılır ve işlem sonlandırılır. Ameliyat laparoskopik yöntemle yapılabilir.Normal hacmi 1,5-2 L olan mide, bu ameliyat sonrasında 150-200 mL olmakta ve gıda alımında kısıtlamaya neden olmaktadır. Hastada kilo kaybına sadece midenin hacim olarak kısıtlanması değil, aynı zamanda ghrelin hormonunda azalma, tokluk hissinde artma, mide boşalımının hızlanması, ince bağırsak geçiş süresinin hızlanması da etkili olmaktadır. Ghrelin, iştah ve gıda alımını uyarır. Bu hormon, ağırlıklı olarak mide fundus hücreleri tarafından endojen yolla salınmasıyla birlikte, aynı zamanda duodenum, jejunum, ileum, akciğer, böbrek, kalp ve böbrek üstü bezlerinden de salınır. Tüp mide ameliyatında midenin sol kısmının alınması esnasında fundus?ta alınmaktadır. Böylece vücutta en sık Ghrelin hormonu salan bölgenin alınması kişide tokluk hissinde artmaya neden olmaktadır.Amerika?daki Metabolik ve Bariatrik Cerrahi Derneği aşırı morbid obez hastalar için tüp mide ameliyatını, gastrit by-pass ya da duodenal switch ameliyatlarının ilk aşaması olarak kabul edilebilir bir yöntem olarak tanımlamışlardır. Tüp mide ameliyatı obezite cerrahisi alanında ülkemizde sık uygulanan işlemlerden biridir.
Ne kadar kilo verebilir hastalar bu yöntemlerle?
Uygulanan cerrahi tekniklerle hastalar total vücut kilolarının % 65-70?ini verilebilmektedir. Ameliyat sonrası en fazla kilo verme ilk 6 ayda olmakla beraber, kilo verme ameliyattan sonraki 24 ay süresince devam etmektedir. Her hasta için normal kilo seviyesi farklıdır. Cerrahi sonrası istenen hedefe ulaşılmasında bilinçli diyet büyük önem taşır. Biz yaptığımız kontrollerle normal kilosuna geldiğini tespit ettiğimiz hastamızın diyetinde gerekli düzenlemelerle kilo kontrolünü sağlamaktayız.
Mesela ameliyat çor ağrılı zor bir ameliyat mı? Ne kadar sürede toparlanıyor? Ne kadar zamanda normal hayatına dönüyor hastalar?
Ameliyat başan sona laparaskopik yapılıyor, karın duvarında 5 adet 1-1.5 cmlik kesiler açılarak gerçekleştiriliyor. Hastalarımız ameliyat sonrası birkaç saat hafif ağrılı bir dönem sonrası 4. saatte ayağa kaldırıp yürütüyoruz. Yani çok ağrılı ameliyatlar değil obezite ameliyatları. Toplam 4 gün hastanede takip ediyoruz. Taburcu ettiğimiz hastalar ortalama bir haftada işlerine dönebiliyorlar.
Ameliyat sonrası sarkma olur mu?
Aşırı kilolu hastalarda hastanın yağlanma bölgeleri, cinsiyeti ve yaşına bağlı olarak kilo verdikten sonra sarkmalar olabiliyor. Özellikle sarkmalar karın bölgesi, iç bacak bölgesi ve kollarda olabiliyor. Bunu önlemek adına erken dönemde spor tavsiye ediyoruz, ancak aşırı kilolu hastalarımızda kilo verme hedefi gerçekleştiğinde oluşan sarkmaları estetik olarak düzeltme şansımız var.
Beslenme alışkanlıkları ameliyat sonrası değişiyor mu?
Hastalarımızın ameliyat sonrası beslenme alışkanlıkları tamamen değişiyor. Ameliyat öncesi ve sonrası diyetisyenle ortak değerlendirmeler yapıyoruz. Her hasta için detaylı tetkikler sonrasında özel beslenme programları düzenliyoruz. Ameliyat sonrasında hastamızı sağlıkla taburcu ettikten sonra hazırladığımız programa göre beslenmelerini belirtiyoruz. Hastalar ilk 21 gün sıvı gıda alıyorlar, sonraki süreçte normal gıdalara kademeli olarak geçiyoruz. Zaman içinde hastalarımız normal her şeyi yiyebiliyorlar, ancak porsiyonlar mide hacminin küçülmesi dolayısıyla küçülüyor. Bu ameliyatı olan hastalarımız açlık hormonu salgısının azalması nedeniyle açlık çekmeden zorlanmadan kilo verebilmektedir.
Mesela bir çok tedavi de öncelikle hastanın iyileşme sürecini kabul edip istikrarlı olması gerekir denilir. Obezitede de durum böyle mi? Ameliyatın etkisi ne zaman başlıyor?
Ameliyatın etkisi ertesi gün başlıyor aslında. Bu süreç hastanın vermesi gereken kiloya göre değişkenlik göstermekle birlikte tam sonuç alma süresi farklılıklar gösterir. Bizim hedefimiz hastayı sağlıklı şekilde ve istikrarlı bir biçimde zayıflatmaktır. Hastanın tüm bu süreçte elbette bir takım fedakârlıklar yapması gerekir, ameliyata destek olarak beslenme düzenine uymak ve düzenli spor gerekir. Hastaya ameliyat öncesi yaşayacağı her şeyle ilgili detaylı bilgi vererek ameliyatla birlikte ameliyat sonrası sürece hazırlamak da çok önemlidir.
Ameliyat sonrası hastalarınızda mutlaka tekrar görüşüyorsunuzdur. Neler değişiyor hayatlarında daha mı mutlular mesela? Ya da inanılmaz hissediyorlar mı?
Hastalar için çok şey değişiyor tabii ki. Ameliyatın hemen sonrasında düzenli olarak zayıflamaya başlayan hastaların gözlerindeki parıltıyı ilk kontrollerden itibaren fark ediyoruz. Uzun yıllar kilolu olmanın verdiği sağlık problemleriyle mücadele eden, bedensel ve psikolojik olarak yıpranmış birinin uzun süredir görmediği kilolara ulaşması inanılmaz bir mutluluk veriyor. Aralıklı olarak kontrollere gelen ve her geldiğinde zayıflayan hastalarımız zamanla daha özgüvenli daha kendileriyle barışık hale geliyorlar. Belki yıllardır giymedikleri kıyafetleri giymeye başlıyorlar, belki toplumdan dışlanan aşırı kilolu hastalar tekrar aktif sosyal hayata dönüyorlar. Zamanla şeker veya tansiyon hastalığı olan kişiler ameliyat etkisini gösterdikçe bu hastalıklarından kurtuluyorlar. Bazen kilo nedeniyle rahat yürüyemeyen hareketleri kısıtlı hastalar desteksiz yürümeye spor yapmaya başlıyorlar. Kısacası bunlar gibi birçok örnek yaşıyoruz ve hastaların ortak noktası daha mutlu daha özgüvenli daha sağlıklı bir hayata kavuşuyorlar.
Obezite hastalarının ameliyattan sonra ömür boyu vitamin kullanmak gerekiyor mu?
Hastalarımız bir süre bazı vitamin ve ilaç desteklerine ihtiyaç duyuyorlar, Tüp mide ameliyatında kalıcı bir ilaç desteği söz konusu değil yaklaşık 3-6 ayda tüm destekleri kesiyoruz. Ancak gastrit By-Pass veya Duodenal switch gibi emilim bozukluğuna yol açan prosedür uygulanan hastalarda uzun süreli vitamin kullanımı gerekebiliyor.
Obezite ameliyatının riskleri var mı? Obezite ameliyatı yapılmaz?
Her cerrahi işlem gibi obezite ameliyatının da riskleri var, ancak en büyük bilgi kirliliği aslında burada, çünkü risk aslında o kadar yüksek değil. Sağlık bakanlığının yayınladığı bir genelge var burada açıkça belirtilmiş kriterler var, bunlara istisnasız çok önem veriyoruz. Hastanemiz her türlü donanıma sahip, hastalarımızı başvurduğu andan itibaren oldukça ciddi şekilde değerlendirip hazırlıklarımızı yapıyoruz. Güncel tıbbi gelişmeleri yakından takip ederek en son teknoloji tıbbi sistem ve gereçleri kullanıyoruz. Tüm bunlara dikkat edildiği takdirde görülüyor ki obezite ameliyatlarında risk diğer sıradan ameliyatlardan asla yüksek değil.
Obezite ameliyatları
-12 yaş altı beden gelişimini tamamlamamış çocuklar
-65 yaş üstü yetişkinler
-ileri derecede akciğer problemi olan kişiler
-yapılacak işlemi anlayacak zihinsel ve ruhsal durumda olmayan
- ağır psikolojik rahatsızlığı olan
-VKİ 35 altında olan
-Yapılan konsültasyonlar sonucu Endokrinoloji, Göğüs hastalıkları, kardiyoloji ve anestezi bölümleri açısından ameliyata uygun olmayan
kişilere bu ameliyatlar yapılmamalı.
Obezite ile savaşan hastalara son olarak söylemek istedikleriniz nelerdir? Obezite Dünya Sağlık Örgütü tarafından çağımızın en büyük sağlık problemi olarak görülmektedir. Gerek kendisi gerek sebep olduğu diğer hastalıklar açısından toplum sağlığını ciddi şekilde tehdit etmektedir. Sağlıklı, mutlu ve öz güvenli bir gelecek için Obezite ye karşı mücadeleden vazgeçmemeli ve gereksiz korkularla ameliyattan çekinmemeliler.
KRAL 71 (GERÇEKLERİ YAZAR)
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —