Tarih: 09.03.2018 19:34

Cumhurbaşkanının sözü üzerine ilahiyatçılar harekete geçti Müslümanlar Olarak Aklı Yeniden Keşfetmek Zorundayız dediler.

Facebook Twitter Linked-in

İslam İlim Geleneğinde Din İlimi, Dünya İlimi Gibi Bir Ayrım Yoktur İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Eyüp Baş?ın açılış konuşmasının ardından programın konferans kısmına geçildi. Düşünmenin ve felsefenin önemine değinerek sözlerine başlayan Prof. Dr. Onat, ?Felsefe olmadan yöntem olmaz, yöntem yoksa bilim olmaz. Evrensel görüşte üniversite bilim üretilen yerdir. Üniversite çatısı altındaki fakülteler kendi alanlarında bilim üretirler. İlahiyatçıların şöyle bir handikabı var. ??İlim: tefsir hadis İslam hukuku, geriye kalan da bilim.?? İslam ilim geleneğinde din ilimi, dünya ilimi, ahiret ilimi gibi bir ayrım yoktur aslında. Hepsinin kategorisi ilimdir. İlim ve bilim ayrımı şuanda İlahiyat fakültelerinin başını ağrıtan bir ayrımdır. İlahiyat fakültelerinde bilim yapılır. İlahiyat bilimleri ifadesini özel olarak seçme gerekçemiz bunu vurgulamaktır. Sistemsiz, düzensiz bilgi malumattır. Pek çok insan din konusunda bilgi sahibi olabilir. Ama dikkat edin, o insan malumatlı insandır. Âlim değildir. İlim sahibi değildir? dedi. Bilim ve Teknolojide Üstünlüğümüzü Kaybedince Özne Olma Vasfını Yitirdik Prof. Dr. Onat, akıl ve vahiy ilişkisinin önemini belirterek, ?Kim olursanız olun akıl size doğruyu söyler. İnsanın sorumluluğu da bu yüzden akılla ilgilidir. Akıl her zaman insana doğruyu gösterir. Bunu gündelik hayatınızda kanıtlamak istiyorsanız araç kullanırken hata yaptığınızı düşünün. İçinizden gelen ilk ses yaptığınız işin yanlış olduğunu söyler. Bu aklın sesidir. Fakat aklın yaptırım gücü yoktur. Bir şeyin yanlış olduğunu bilmek insanları yanlış yapmaktan alıkoymuyor. İşte insanın bu zaafı yaptırım anlamında vahyi devreye sokuyor. Akıl ve vahiy iş birliği yaparsa o zaman her doğruyu bilirsiniz, her bildiğiniz doğruyu hayata taşıyabilirsiniz. Her insan doğruyu bilir önemli olan yaptırım gücüdür. Bunun içinde vahyin desteğine ihtiyacımız var. Kaynakları bilmek yetmez, bilginin nasıl üretildiğini bileceksiniz. İlahiyatçı sanız bilginin de belirleyici kaynağı Kuran?dır. Kur?an kültürünüz ve Kur?an bilginiz ne kadar sağlamsa kendinize o kadar güvenebilirsiniz. Kur?an?ın dışındaki hiçbir bilgiyi Kur?an ile eş değer tutamazsınız. Eleştirel bir boyutta düşünürseniz bu söylediğim ilkeleri uyguladığınızda gerçekten sorunları çözersiniz. İslamın ana kaynaklarını da Öğrenirseniz problemlere çözüm üretirsiniz. Bizler Müslümanlar olarak 18. asırdan sonra bilim ve teknolojideki üstünlüğümüzü kaybettik. Bilim ve teknolojide üstünlüğü kaybederseniz özne olma vasfını yitirirsiniz. Size sadece tüketicilik kalır. 18. asırdan sonra Müslümanlar olarak sanatta da yokuz. Yani kendimize özgü mimari yok, başka şeyler yok. Bunlar da ayrı sorunlar üretiyor. Kurannın Salih amel dediği, yaratıcılığın zirvesinde bilim ve sanat vardır. O alanlarda yoksanız sadece tüketici olursunuz. Tüketici olmak, üretmeksizin tüketmek en hafifi ile en basit hali ile ahlaksızlıktır. Üretmeksizin tüketmek insanı nesneleştirir. Üretmeksizin tüketmek, insanın her şeyi nesne gibi görmesine yol açar. Ve şu anda bir milyar altı yüz milyon Müslümanın kavgası daha çok tüketme kavgasıdır. Evet, bütün kavgamız bu aslında. Niye çünkü varlığımızı tüketim üzerine kurguladık. Ve ne yazık ki din de kullanılıyor. Çıkış yolu var mı? Evet var. Aklı yeniden keşfetmek zorundayız. Çünkü İslama göre oruçtan, namazdan önce farzların farzı aklı etkin kullanmaktır. Aklı olmayanın dini olmaz? dedi. Program İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Eyüp Başın Prof. Dr. Hasan Onat'a onurluk vermesi ve toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi KRAL 71 (GERÇEKLERİ YAZAR)


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —