Hz. Âdem?den Bu Yana Her Çağ Bilgi Çağıydı
Konuşmasına bilgi çağının tarihçesini anlatarak başlayan Külünk, ?Hz. Adem?den bu yana her çağ bilgi çağı idi. Bu çağa bilgi çağı denmesi aslında yanlış bir tanımlama. Bu çağ bilgiye en kolay erişebilme çağıdır. Çünkü eşya Hz. Âdem?e öğretildiği günden beri insanlık bilgi ile yaşıyor. Şeytanın kıskandığı, isyan ettiği şey de Hz. Adem?e eşyanın sırrının öğretilmesiydi. Bugün geldiğimiz noktaya bir bakın. Bundan sonra ki dönemlerde robot milletler topluluğu konuşulacak, robotların hukuku konuşulacak? dedi.
Benzeyenler Farklılık Ortaya Koyamazlar
Farklılığın benzememekle kazanılacağını belirten Külünk, ?Akıl galibiyetinin referansı benzememektir. Benzeyenler farklılık ortaya koyamazlar. Benzemeyenler farklılık ortaya koyabilir. Batı?ya benzemeyen ama Batı?yı doğru anlayacak ve Batı?nın doğru anlaşılması üzerinden bir akıl galibiyeti üretecek farklılığa ihtiyaç vardır. Bu farklılığı ortaya koyacak yegâne güç İslam ve Müslümanlardır. Yenik olan İslam değildir, yenik olan Müslümanlardır. Yenik olan Kuran değildir yenik olan kurandaki araştırmayı, bilmeyi, öğrenmeyi, anlamayı unutmuş, aklını dondurmuş Müslümanlardır. Bu sebeple Batı karşısında ki bu büyük mücadele bir yenilgi sürecinde. Bunu bir galibiyete dönüştürebilme noktasında eğer aklımızı akıl özgürlüğü ile buluşturmazsak bilin ki robot devriminde biz üretmeyiz yapay zekâdan sonra gelecek süreci de biz konuşamayız. Sadece taklit eden, izleyen oluruz. Tanzimat?tan itibaren bana göre Bu topraklarda yapılmış en büyük yanlış Batı?nın galibiyeti karşısındaki mağlubiyetimizi yeniden galibiyete dönüştürecek farklılık ortaya koymamız gerekirken Batı?ya benzemeyi kabul ederek aslında iddiasız bir millet haline getirilmemiz noktasında çok önemli adımlar atıldı bu ülkede? dedi.
Yerlilik ve Millilik Tanımının İlk Parametresi Dindir
Bu topraklardaki kimliğimizin inşasındaki referansımız yerlilik ve milliliktir. Yerlilik ve millilik tanımının ilk parametresi dindir. Dolayısıyla parametrelerin başında gelen din ve İslam, Türklerin medeniyet inşa etme kapasitesi kazandırmıştır. Dinlerini kaybeden Türklerin: Bulgarlar ve Macarlar gibi? Bugün hangi noktada olduğu hepimizin malumudur. O halde kastımız dinin restore edilmesi değildir, modernize edilmesi değildir; dinin Anadolu topraklarında Anadolu irfanı dediğimiz itikat, akide, inanç temelleridir? dedi.
Türkiye?yi Ortadoğulaştırmak İstiyorlar
Türkiye?yi bekleyen en büyük tehlikenin Türkiye?nin Ortadoğulaştırılmak istenmesi olduğunu söyleyen Külünk, ?Türkiye?yi Ortadoğu gibi tepkisel, reaksiyonel bir noktaya getirmek isteniyor. İslam?ın anlaşılması Ortadoğu?nun kalıplarına sıkıştırılmak isteniyor. Anadolu?da toleransa dayalı, farklılıkların birliğini esas alan ve cümle kâinatı bir gören bir devlet aklının üretilmesinde referans kaynağı olan İmam Maturidi çizgisini, Türklerin aklını harici bir mantıkla Orta doğul ulaştırmak istiyorlar. Bu topraklarda DEAŞ?İN ve zihniyetinin asla yeri yoktur. Peki, nereden çıktı bu kadar DEAŞ operasyonu? Birileri Ahmet Yesevi geleneğini, Mevlana geleneğini, farklılıkların birliğini esas alan geleneği yok etmek istiyor? dedi.
Program Külünk?e, Rektör Prof. Dr. Ekrem Yıldız tarafından onurluk takdimi ve fotoğraf çekimi ile sona erdi.
KRAL 71 (GERÇEKLERİ YAZAR)