KIRIKKALE DE MHP NİN GEMİSİ KARAYA MI OTURDU? YOKSA SU GELDİ TEYMİMMİ BOZULDU.

KIRIKKALE DE MHP NİN GEMİSİ KARAYA MI OTURDU? YOKSA SU GELDİ TEYMİMMİ BOZULDU.

MHP meclise Yozgat tan girmişti ama birinci kalesi adana ikinci kalesi ise Kırıkkale idi ancak gelen bilgilere göre Kırıkkale düşmek üzere.

Hal bu ki bu parti ne zahmetlerle kuruldu nice önkuzular vuruldu tarihi bilmeyen acemi ve beceriksizler yüzünden gemi karaya oturdu çünkü Kırıkkale belediyesinde bulunan 10 meclis üyesinden 8 inin iyi partiye geçeceği söyleniyor. Artık MHP de bir tarih oluyor: MHP nin Osmanlı bayrağının tarihi gelişimi üzerine yapılan araştırmalar ilginç bilgileri gözler önüne seriyor. 1500?lü yıllarda kullanılan 3 hilalli Osmanlı bayrağı genelde denizcilerin kullandığı devlet arması özelliği taşıyordu. Bayrak üzerindeki hilal şyekli İslami bir anlam taşıyordu. İslam peygamberi Hz. Muhammed?in MS 622 yılında Mekke?den medineye göç yapması esnasında gökyüzünde hilal şekli vardı. Müslümanlar hicret olayının her hatırlanması için takvimin de başlangıcı olarak kabul etmişlerdi. Ancak Hicri takvim, ayın dünya etrafında dönmesine tayanı yordu ki güneş takvimi ile arasında her yıl 10 gün farklılık vardı. Türklerin ıslama geçişleri 10. Yüzyıl ortalarında Kara hanlı Devleti zamanında gerçekleşti. Bu tarihten önce de Islama geçen Türk boyları vardı. Selçuklu Hükümdarı Tuğrul Bey?in ordusu ile Bağdat?a kadar gelmesi ve İslam halifesine bağlılığını bildirmesi esnasında o?na ?İslam?ın kılıcı? unvanı verildi. Ve Güneşin doğduğu yerden battığı yere bütün dünyanın yönetiminin Müslümanlara gerçemi görevi verildi. Bu olaydan sonra Selçuklu ve Osmanlı Hükümdarları kendilerini aynı zamanda İslamın dünyaya yayılması görevi verilen mücahitler olarak gördüler ve imzalarını üç tuğ şeklinin açılımı olan TUĞRA şeklinde attılar. Tuğra şekline dikkatlice bakılırsa orta yerde ÜÇ TUĞ vardır. Bunan anlamı da doğu-batı-merkezde birleşir anlamına gelir. Yani güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar merkezde, bir elde, yönetimde birlenilmesi anlamı çıkar. Osmanlı bayrağındaki ÜÇ HİLAL şekli de TUĞRA?NIN bir başka açılımıdır. İslamiyet?in dünyanın her yerine yayılması düşüncesini canlandırır. Osmanlı sultanları kendilerini İslam halifesi ve aynı zaman da İslam mücahidi olarak da görmüşlerdi. KAYI? Oğuzların boz ok kolundan, Osmanlı?ların da mensup olduğu boy. kayı kelimesi, muhkem, kuvvet ve kudret sahibi demektir. kayı boyunun damgası, iki ok ve bir yaydan ibaretti. oğuz han oğlu gün han oğlu kayının, bu boyun ceddi olduğu söylenir. Yirmi sene hükümdarlık yapan kayının nesli, uzun yıllar bu makamda kalmıştır. bu sebeple kayı boyu, oğuz boyları arasında ilk sırada gösterilmektedir. dede korkut da eserinde, gelecekte hanlığın geri Kayı?ya döneceğini bildirerek, Osmanlıları haber vermiştir. kayılar, Selçuklularla birlikte, fetih esnasında ve daha sonraları ana doluya gelip, değişik bölgelerde yerleştiler. Osmanlı devletinin kuruluşunda, esas nüveyi teşkil ettiler. Osmanlılar zamanında, Rumilinin fetih ve iskânına katıldılar. hiç şüphesiz ki bu satırlar üç aşağı beş yukarı herkesin bildiği, kitaplarda, ansiklopedilerde pekala bulabileceği ana hatları kayı Boyu?nun? peki kayı nedir? Sadece bir boy mu? bize verilen, öğretilen bu? bizler genelde Kayı?ların bugünkü kuzey ırak üzerinden Anadolu?ya girdiklerini, oraya da orta asya?dan maveraünnehir?den geldiği ile sınırlandırılıyoruz. neden? bir kasıt mı var? kayıların gizlenilen birşeyleri mi var? kayılar ile ilgili en eski ize hz muhammed döneminde rastlıyoruz? hz osman?ın kılıcı? orta asya türk kültürü?nün diğer kültürlerden en bariz farkı demir-cevher işçiliği idi. diğer toplumlar demir?e su verip çelik yapmayı bilmez iken türkler su verilmiş kılıçları sayesinde ve kan terleyen yılki atları ile yenilmez ordular kurmuş, dünyanın dört yanına dağılmıştı. türklerin mahareti sadece kılıç ustalığı mıydı? hayır? türkler demir çelik işçiliğinde her yönüyle çağının çok ilerisinde idi. çadırlarına çelikten kafesler yapar, rüzgardan, fırtınadan korunmasını sağlarlardı?türkler göçebe kavimler oldukları için bilhassa hayvancılıkla uğraşır, hayvanların birbirlerine karışmaması için özel sembol ve işaretler kullanırlardı. türklerin kullandığı bu sembol ve işaretler tamga(bildiğin damga işte) olarak adlandırılırdı. yüzyıllar içerisinde kullanılan bu tamgaların farklılıklar göstermesi türk boylarının farklı farklı şekillerde sembolize edilmesine vesile olmuş, hepimizin bildiği oğuzlar?ın 24 boyu farklı farklı tamgaları kendilerine sembol olarak seçmiş ve kullanmışlardı? kayı boyu?nun tamga?sı-sembolü; ve işte topkapı müzesi kutsal emanetler dairesinde sergilenen hz osman?ın kılıcı?nın resmi; kılıcın üzerindeki ?kayı? ?ıyı? sembolü gayet açık ve net sanırım? peygamber efendimizin döneminde bu kılıcı yapan kılıç ustası kayı boyu?na mensup bir oğuz türküdür hiç şüphesiz? bu kılıcın diğer kutsal emanetlerden farkı ise mısır?ın fethiyle birlikte değil, çok daha önce osmanoğullarına geçmiş, emanet edilmiş olmasıdır. ?alıntı? kılıç Hz. Osman?dan, Osman Bin Talhâ?ya geçip, oradan da Hoca Ahmed Yesevî?ye emanet edilmiştir. Daha sonra bu kılıç, Hoca Ahmed Yesevî silsilesi yoluyla, Şeyh Edebali?ye gelmiş ve ?sırları ile beraber? Osman Bey?e teslim edilmiştir. ?alıntı? ayrıca, (bkz: kabe nin anahtarı kıyamete kadar türklerdedir) konu başlığında bahsettiğimiz süreyc kabilesi kılıç ustalıkları ile tanınan, uzak diyarlardan geldikleri bilinen arap olmayan insanların oluşturduğu bir boydur? geçelim? şimdi tüm bunları dikkate alıyorum, hz zülkarneyn ile ilgili bilinenler ile harmanlıyorum, (bkz: zülkarneyn/#7779601) KRAL 71 (GERÇEKLERİ YAZAR)

Başlık

17.6°