Tarih: 05.06.2017 21:51

900 yıllık ÇEŞNİ GİR TARİHİ KÖPRÜSÜNE YAZI YAZAN

Facebook Twitter Linked-in

Tarihi Köprüyü Kır Bekçileri Koruyacak 13. yüzyılda yapılan ve Kızılırmak Nehri üzerinde bulunan tarihi Çeşni gir Köprüsü, üzerine yazılan yazılar nedeniyle koruma altına alındı. Köprüde kır bekçileri 24 saat nöbet tutacak. CEZASIZ KALMASIN Kırıkkale'nin Keskin İlçesine bağlı Köprüköy Köyü, Kızılırmak Nehri üzerinde bulunan Çeşni gir Köprüsü?nün taşlarına çeşitli yazıların yazıldığını bildirdiğini açıklayan Keskin İlçe Kaymakamı bunun üzerine belediyeye giderek incelemelerde bulunduğunu söyledi. Kaymakam tarafından "Tarihi köprü üzerine yazı yazılmasını onaylamıyoruz. Bu nedenle köprüyü koruma altına alacağız. Köy görevli kır bekçileri, 24 saat köprü başında nöbet bekleyecek." dedi. Selçuklu dönemi eserlerinden biri olan Çeşni gir Köprüsü, Kırıkkale ilçelerinden biri olan Karakeçili ilçesine bağlı Köprüköy beldesinde bulunmaktadır. Çeşni gir Köprüsü, Karakeçili ile Köprüköy arasında Kızılırmak üzerinde yapılmış tarihi bir köprüdür. Bilinen kaynaklara göre Çeşni gir Köprüsü ve yakınında bulunan han Selçuklu dönemine aittir. Yapılış tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte 13. yüzyıla ait bir eser olduğu tahmin edilmektedir. 1402 yılında Ankara Savaşının yapılacağı alana ilerleyen Tim-ur ordularının bu köprüyü kullandığı rivayet edilmektedir. Çeşni gir Köprüsü, Yavuz Sultan Selim in Mısır Seferi esnasında Mimar Sinan tarafından yeniden yapılmıştır. Kap ulu kaya Barajının faaliyete geçmesinden önce yol güzergahı üzerinde iken, sonraları köprünün ayak kısımları baraj suyu içinde kalmıştır. 110 m. uzunluğunda 6 m. genişliğindeki köprü kayalık arazide sağlam temeller üzerine oturur. Kızılırmak içinde sağlam bir zemine oturabilmesi için köprünün orta bölümde belirgin bir eğim vardır. Köprünün yapımında kesme taş kullanıldığı görülmektedir. Toplam uzunluğu 110 metre olup, 6 metrelik bir genişliğe sahiptir. Çeşni gir Köprüsü Efsanesi Köprü, Kızılırmak'ın üzerinde kurulu, dokuz yüz sene önce yapılmış, muhtemelen Selçuklu devleti zamanından kalma, yüz on iki metre uzunluğunda on üç kemerden oluşmuştur. Köprünün çok büyük bir kemeri var. O kemeri zamanın mimarları bir türlü tutturamamışlar. Çok uğraşmışlar ama tutturmak bir türlü mümkün olmamış. Köprü yapılmadan evvel zamanın hükümdarı sefere giderken Kızılırmak'ın sığ yerinden geçip gidermiş. Yine bir sefer esnasında hükümdar mimarlarına ve köprü ustalarına ??Ben seferden dönünceye kadar buraya bir köprü yapılsın?? diye emretmiş. Ustalar Mimarlar yedi-sekiz defa köprüyü yapmaya uğraşmışlar ama her defasında ortadaki büyük kemeri tutturamadıkları için köprü yıkılmış. Neticede Rum asıllı Hristiyan bir mimar bu köprünün yıkılmaması ve büyük kemerin tutturulabilmesi için Allah'a gece boyunca yalvarıyor. Bir ara dalıp rüyasında kızı ile oğlunun kurban edilip onların kanı ile yoğrulan iki taşın köprüye konulması ile büyük kemerin tutturulmuş ve köprünün kurulmuş olacağını görüyor. Bu rüya üzerine adamcağız kızı ile oğlunu kurban ediyor, onların kanı ile yoğrulan taşları köprünün büyük kemerine yerleştiriyor ve büyük kemer tutuyor. Köprüde o kanlı iki taş hala görülmektedir. Hükümdar seferden dönerken köprüyü beğeniyor ve mimarlarını çağırıyor. 'Çok kısa sürede çok güzel köprü yapmışsınız' diyor. Mimarlarda: 'Sayenizde hükümdarım' diyorlar. Hükümdar bu söze sinirleniyor. Nasıl olur da siz benim sayemde yaparsınız, bu yapılan eserler Allah?ın sayesinde yapılmıştır. Ben sizin köprünüz den geçmem' diyor. Hükümdar Kızılırmak'ın yine sığ yerinden geçip otağına gidiyor. KRAL 71 (GERÇEKLERİ YAZAR)


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —