Kayseri?de 30?un üstünde STK?nın bir araya gelerek oluşturduğu Demokrasi Platformunun ev sahipliğinde ?Anayasayı tartışıyoruz? programı düzenledi.
Bir düğün salonunda gerçekleştirilen programa AK Parti kurucularından eski Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, CHP eski Milletvekili ve sanatçı Berkan Şimşek ve Gazeteciler; Hulki Ceviz oğlu ile Yeniçağa Gazetesi Yazarı Yavuz Selim Demir ağ konuşmacı olarak katıldı. Programda konuşmacılar Başkanlık sistemini masaya yatırdı ve neden ?Hayır? dediklerinin gerekçelerini açıkladı.
Açıklamasında, ?Bur karar, devlet düzeni ile ilgili değişimdir? diyen Şener, ?Bir bakarsınız seçimlerin birinde bir deli rüzgar eser, Allah?ın deli kulu cumhurbaşkanı olarak ülkeyi tek başına, tek başına yönetir. Benim yasama hakkı der astığı astık, kestiği kestik ülkeyi idare etmeye başlar? diye konuştu.
AK Parti kurucularından eski Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, ?16 Nisan?da sandık başına gideceğiz. Vereceğiniz oylarla bir cumhurbaşkanı seçmeyeceğiz. 16 Nisan?da vereceğiniz oylarla Türkiye Cumhuriyetinin anayasasının bazı maddelerinin değiştirilmesini ya kabul edeceğiz ya da kabul etmeyeceğiz? dedi.
Şener konuşmasında 16 Nisan?da bir partiyi iktidara getirip bir diğerini indirmeyeceğiz bunun karşıtlıkla alakası yok 16 Nisan?da vereceğiniz oylarla Türkiye Cumhuriyetinin anayasasının bazı maddelerinin değiştirilmesini ya kabul edeceğiz yada kabul etmeyeceğiz? dedi Şener şöyle konuştu: TBMM haftalarca bir anayasa paketi görüşüldü sonunda bu paket meclisten geçti ama yürürlüğe girebilmesi için vatandaşında oyuna ihtiyacı vardı. Size muhtaç kaldılar, size ihtiyaç duydular, sizlerin oylarını talep ediyorlar, vereceğiz oylarla da evet derseniz bu anayasa değişikliğini kabul etmiş olacaksınız. Bu anayasa değişikliği ile ortaya çıkacak olan devlet düzeni bugün ki modern dünyada, çağdaş dünyadaki, hiçbir medeni ülkenin devlet düzenine benzemeyecek. Yani bir devlet düzeni değişikliği görüyor bu anayasa değişikliği. Bu sadece bir anayasa değişikliği de değil. Gücü merkezileştirdiğiniz zaman denge ve kontrol mekanizmasını ortadan kaldırdığınız zaman devletin neye döneceğini hayal bile edemezsiniz. Devlet kamu gücüyle birlikte mafya yöntemleriyle birlikte idare edilmeye başlandığı zaman hiçbir şey yapamazsınız. Burada kastımız kimse değil. Kimseye oy vermeyeceğiz. Hiçbir partinin iktidarına ve muhalefetine karar vermeyeceğiz. Burada karar vereceğimiz şey, devlet düzeni ile ilgili değişimdir. Bu değişim üstelik iki nokta hariç 2019 seçimlerinden sonra uygulanacak. O iki noktada, bir parti genel başkanı olabilecek, hâkimler ver savcılar yüksek kurumu üyelerini atayabilecek. Onun dışındaki maddelerin tamamı 2019 seçimlerinden sonra uygulanacak. Bu yetkilerin bir bütün olarak kimin kullanacağını da bilmiyoruz. 2019 yılında kim seçilecek, 2024 yılında kim seçilecek ce bu yetkileri o kullanacak. Peki, kim olacak bunlar. Bir isim verebilir misiniz? Bakarsınız ki bir rüzgar eser Allah?ın veli bir kulunu seçersiniz ve o veli kul gelir cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturur ülkeyi idare etmeye başlar. Ama bilemezsiniz. Ama bir bakarsınız seçimlerin birinde bir deli rüzgar eser Allah?ın deli bir kulunu seçersiniz oturur cumhurbaşkanı olarak ülkeyi tek başına, tek başına benim hükumet, tek başına benim Türkiye Büyük Millet, tek başına benim yasama hakkı der astığı astık, kestiği kestik ülkeyi idare etmeye başlar. Şimdi diyeceksiniz ki bu millet aklı başında bir millettir. Nasıl olacakta Allah?ın bir delisini seçecek, bakın seçmez demeyin. Bazı deliler vardır, eline yetkiler geçmeden önce deli olduğunu anlamazsınız. Ama o yetkiyi eline geçirdikten sonra herkesi anasından doğduğuna pişman eder. Bazıları diyor ki canım ne olacak bu seçimde evet deriz değişikliği yaparız, baktık işler kötüye gidiyor bu seferde değiştiririz diyorlar. Bir dakika bunu kabul etme hakkınız var ama bunu değiştirme hakkınız yok. Son pişmanlık fayda vermez. Pişmanlığı olmayan bir noktadayız. Bu kadar yetkiyi Allah?ın veli bir kuluna verirseniz delirtirsiniz. Bu yetkiyi Allah?ın deli bir kuluna verirseniz onu da zırdeli yaparsınız.
CHP eski Milletvekili Berkan Şimşek de konuşmasında, ?Bu başkancı sistemde değildir. Süper başkanlık sistemi de değildir ve bizi kandırıyorlar, Cumhurbaşkanlığı sistemidir diye. Bu iki dudak bir değildir yönetimidir? şeklinde konuştu.
Şimşek, bu başkanlık sistemi değildir. Bu başkancı sistemde değildir. Süper başkanlık sistemi de değildir. Ve bizi kandırıyorlar. Cumhurbaşkanlığı sistemidir. Bu iki dudak bir değildir yönetimidir. Bir ülkede kuvvetler birliği varsa o ülkede bir kişi özgür diğerleri köledir. Şimdi birisini çoban bizi koyun yapmak istiyor. Buna müsaade edebilmek mümkün değildir. Uzun zamandan sonra fark ediyoruz ki, Yargıtay adı değişmiş. Yargı Tayyip olmuş, Sayış tay Tayyip, Danış tay Tayyip şimdi anayasa, baba yasa hepsi bir adam.ve bunun kendileri de farkında Osmanlı ve Selçukluda da iki başlılık vardı. Burası iki başlıklı meselesi değil. Tek bir adam hastalığı vardır. 18 maddenin içinde sizler hayır diyenler değil AKP?ye oy veren bir kardeşimize sorun kendisine ait bir şey var mı? Onların yanıldığı bir şey var. 2007 yılındaki referandumda bir hikaye vardır. O dönem sivil dindar bir cumhurbaşkanı seçmek istiyoruz dendi. Bu hikayeyi halk kabul etti, algısı oluştu yüzde 67 oy çıktı. 2010 referandumunda Kenan Evren?i yargılayacağız, 12 Eylül Anayasasını kaldırıyoruz, Pehlivan oğlu dedi, Erdal Eren dedi, iki göz iki çeşme salya sümük ağlandı. Ve insanlar evet olabiliyor dediler.12 Eylül Anayasası kalkacak herhalde dediler. O gün bizimle beraber hayır diyen Devlet Bey, o zaman demek ki vatan haini değildi, o dönem liberaller yetmez ama evet diyordu, Fethullah Gülende Pensilvanya?dan iki kolunu açıp, ey mezardakiler sizde çıkın evet deyin diyordu. Şimdi Yavuz Selim FETÖ?cü, içeridekiler FETÖ?cü, ülkenin bir no lu savcısı dışarıda Allah beni affetsin diyor.? İfadelerini kullandı.
Gazeteci Hulki Ceviz oğlu ise ?Tek kişiye özgürlüğümüzü, irademizi niye teslim edelim? dedi.Ceviz oğlu Bu güne kadar bu politikacılar ve siyasiler bizleri yıllarca uyuttuğu için, bizler sizleri uyutmamaya çalışıyorduk. Bu iktidar sayesinde bilmediğimiz ayetleri de öğrenmiş olduk. Şimdi zamanında AKP?nin bir bakan vardı sabah kalkıyorum bir ayet sallıyorum diyordu ya, işte o tür sabah kalkıp da o tür ayet sallayıp milleti kandıran adı egemen olanlara egemenliği vermemek için 16 Nisan?da sandığa gideceğiz.? İfadelerini kullandı. Ceviz oğlu : ?Şimdi ayet sallıyorum diyenlere ben buradan kuranı kerimden bir ayeti sallamadan okumak istiyorum. Şura suresinin 30. Ayetinde diyor ki, başınıza ne musibet gelirse kendi yaptıklarınız yüzündendir. 16 Nisan da başımıza bir musibet gelmesini istemiyor muyuz? Toplumu yöneten insanların akıl sağlığı yerinde olmazsa ne olur un cevabını arıyorum bulamadım. Hocalara soruyorum cevap veren yok. Kitaplara bakıyorum kitaplarda yok. Ama 16 Nisan?da yeni bir kitap yazacaksınız, o kitabın yazarları bizler olacağız. Biz sadizm nedir, bir sadist insan iktidara gelirse ne olur, bunun örneklerini Türkiye?de görmedik, bilmedik ve yaşamadık. Geçen bir gazetenin manşetinde şöyle yazıyordu. Bu aslında bir Fethullah Gülen Anayasası sır. Delilerden anlamıyoruz ama, diktatörleri biliyoruz. Yarın bir Fethullah Gülen seçilirse, yani bu Fethullah Gülen çetesine nasıl sinsi olduğunu, nerelere kimleri nasıl kandırarak nasıl işbirliği yaparak sızdığını ve kanlı bir darbe girişiminde bulunduğunu hep birlikte gördük. Yarın bu anayasa kabul edilirse, bunlar yeniden bir darbe girişimine böyle silahlı ve kanlı darbe girişimi yapıp başarılı olursa, ya da eski yöntemleriyle arkalarına dış güçlerini de alarak sinsi bir şekilde iktidarı bir şekilde ele geçirirlerse, yani 1 yıl sonra belki de 5 yıl sonra ya da hemen yarın. Tayyip Erdoğan ne diyor ben bunu kendim için istemiyorum benim yarın sabaha çıkacağımı Allah bilir. 4 yıl sonra Fethullah Gülen birisi gibi ya da kendisi yada onun kriptosu başkan seçilirse biz nasıl kurtulacağız. Bu gerçek ten bir Fethullah Gülen anayasası olabilir mi acaba. Biz Fethullah Gülen anayasasına evet diyecek miyiz? Şimdi tek adamlığa Allah bile hayır demiş. Allah?ın kendisi bile tek başına değil. Allah bile pek çok görevi dağıtmış. Meleklere ayrı ayrı görevler vermiş. Evrenin yaratıcısı olan Allah bile meleklerle görev işbirliği yaparak olayları gerçekleştirirken, biz bugün fani ve ölüm tek kişiye özgürlüğümüzü, irademizi niye teslim edelim. Bu öyle bire güç ki aklımıza Nemrut geliyor. Nemrut diktatördü. Gerçekten bu güç insanın aklını başından alan ve zehirleyen bir güç. Ama Nemrut'un sonunu hatırlıyor musunuz? Tanrının bile yapmadığı tekli yönetimi bir kişiye vermeli miyiz??diye sordu
HABER: Ruhsal güler Aktaş(.KRAL 71.GERÇEKLERİ YAZAR)