Açıklamanın tamamı şöyle:
Öncelikle 13 Mart Pazar günü Güvenpark?ta meydana gelen terör saldırısında yaşamını yitiren tüm insanımıza Allah?tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Masum insanları hedef alan bu saldırıların faillerinin, planlayıcılarının ve destekleyicilerinin kalplerinde zerrece vicdan ve merhametin bulunmadığını düşünüyoruz.
Yine bu tip saldırılarla masum insanlarının canına kastedilirken asıl hedefin siyasetin ve toplumun dizaynı olduğunun farkındayız. Ülkemiz ve toplum, korku ve panik havasıyla, kin ve nefretle, acı ve gözyaşıyla nereye sürüklenmek isteniyorsa, bize düşen bunu görebilmek ve aklıselim ile hareket edebilmektir.
Bu tip saldırıların gayesi ülkemizde ırkçılığı körüklemek ise biz birbirimizi daha çok seveceğiz. Bu tip saldırıların gayesi Türkiye?nin sınır ötesinde bir bataklığa saplanması ise biz daha çok barış ve kardeşlik diyeceğiz. Bu saldırıların gayesi toplumda bir panik havası ve cinnet hali oluşturmak ise biz daha çok aklıselim ile hareket edeceğiz.
Terör saldırıların faillerinin er ya da geç tespit edilip cezalandırılması maalesef terör saldırılarını ortadan kaldırmamaktadır. Çünkü terör saldırılarında tetiği kimlerin çektiğinden daha önemlisi terör yapılanmalarını kimlerin finanse ettiği meselesidir. Terörün finansman kaynakları bulunup kurutulmadan terörle mücadelede başarıya ulaşılamaz.
Ülkemizde yaşanan terör saldırılarını Irak?ta, Suriye?de, Libya?da, Afganistan?da ya da Yemen?de yaşanan olaylardan bağımsız ele almak mümkün değildir. Hedef topyekûn bir İslam coğrafyasıdır. Varlıklarını ve çıkarlarını İslam coğrafyasının parçalanmışlığında gören odaklar tüm terör yapılanmalarını finanse etmektedirler.
Acı tasnifi yaparak; masum insanların öldürülmesine gerekçe bulma çalışmaları yaparak; baskı, şiddet ve tahakküme onay vererek terör saldırılarının önüne geçmek mümkün değildir. Aynı şekilde terörü finanse ettiği ayan beyan belli olan emperyalist ülkelerle dost ve müttefiklik ilişkisini sürdürerek terörü bitirmek mümkün olmayacaktır.
Herkes şunu bilmeli ki bu coğrafyada meydana gelen tüm terör olaylarının rejisörü Siyonizm?dir. Anlamsız, ırkçı ve mezhepçi çatışmalarının tamamı Büyük Ortadoğu Projesine hizmet etmektedir. Bu coğrafyadaki terör hadiselerinde ve çatışmalarda akıtılan kanla beslenen Siyonizm?dir.
Hiçbir terör örgütünün silah fabrikası ya da örgüte finansman sağlayan bir Merkez Bankası yoktur. Bu örgütlere her türlü desteği veren maalesef dost ve müttefik dediğimiz emperyalist ülkelerdir. Irkçı emperyalizm kendinden olmayanı ya zayıflatıp yok etmenin ya da besleyip bir süre kullanmanın peşindedir.
Irkçı emperyalizm, İslam coğrafyasının Müslüman tüm unsurlarını ve kendi ırkından olmayan gayrimüslim tüm unsurlarını köleleştirmenin peşindedir. Bunu gerçekleştirmek için ırkçılığı, mezhepçiliği, terörü ve savaşları körüklemektedir. Bunu görmek zorundayız, bunun farkına varmak zorundayız.
Terörle gerçekleştirilmek istenen iki hedef vardır. Birincisi, bölgedeki enerji kaynaklarının kontrolünün emperyalist ülkelerin elinde kalması. İkincisi, Siyonist İsrail?in bölgedeki varlığının teminat altına alınması. Terör saldırılarının bu iki hedefi gerçekleştirmeye yönelik stratejinin bir parçası olduğunu görmeden teröre bir çözüm bulunamayacaktır.
Bizler Anadolu Gençlik Derneği mensupları olarak baskı, şiddet ve terörün her türlüsüne karşı olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz.
İkinci olarak çözüm için Ankara, Bağdat, Şam ve Tahran arasında ABD, Avrupa Birliği ve İsrail?den bağımsız bir müzakere sürecinin başlatılması gerektiğini düşünüyoruz.
Üçüncü olarak ülkemizde ve İslam coğrafyasında bulunan yabancı üslerin ve silahlı unsurların öncelikle faaliyetlerinin denetim altına alınmasını ve daha sonra tasfiye sürecine gidilmesi gerektiğini söylüyoruz.
Tüm İslam ülkelerinde, hiçbir pazarlık söz konusu olmadan, temel insan hak ve hürriyetlerinin temini için gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını istiyoruz.
Hukuk dışı uygulamaların oluşturduğu acıların ırkçı emperyalizmi beslediği yadsınamaz. Bu konuda gerekli tedbirler acilen alınmalıdır.
Biz, Allah?ın yarattığı bütün insanların adalet ekseninde barış ve kardeşlik için bir araya gelmesinin mümkün olduğuna inanıyoruz. Yetkililerden de bu yönde kucaklayıcı adımlar atmalarını bekliyoruz.
Terör saldırılarında yaşamını yitirenlere bir kez daha Allah?tan rahmet dilerken, ülkemizin, İslam coğrafyasının ve tüm dünyanın huzur ve barış ortamına kavuşması için tüm gücümüzle, ter dökerek ve dil dökerek gayret edeceğimizin bilinmesini istiyoruz.